Erdoğan Taksim Camii, İstanbul'un sembolleri arasındaki seçkin yerini şimdiden almıştır

GÜNDEM 29.05.2021 - 10:19, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:30 2078+ kez okundu.
 

Erdoğan Taksim Camii, İstanbul'un sembolleri arasındaki seçkin yerini şimdiden almıştır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Camii açılış programında yaptığı konuşmada, “Mimarisiyle tarihî Beyoğlu’na uyumu yanında, mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı projeler arasında yer alan camimiz İstanbul’un sembolleri arasındaki seçkin yerini elhamdülillah şimdiden almıştır” dedi.
Erdoğan Taksim Camii, İstanbul'un sembolleri arasındaki seçkin yerini şimdiden almıştır Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Camii açılış programında yaptığı konuşmada, “Mimarisiyle tarihî Beyoğlu’na uyumu yanında, mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı projeler arasında yer alan camimiz İstanbul’un sembolleri arasındaki seçkin yerini elhamdülillah şimdiden almıştır” dedi. Taksim’de inşa edilen Taksim Camii’nde ilk Cuma namazını kılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, namaz sonrasında caminin resmî açılışını gerçekleştirdi. Açılış öncesinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk Cuma namazını eda ettikleri Taksim Camii’nin İstanbul’a, Türkiye’ye ve tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını diledi. “TAKSİM CAMİİ İSTANBUL’UN EN ÖNEMLİ KÜLTÜR SANAT MERKEZLERİNDEN BİRİ OLACAK” Caminin yapımını üstlenen Sur Yapı’nın sahipleri Elmas ailesine ve mimarından sanatçısına, işçisine kadar herkese şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukluğunun Kasımpaşa’da geçtiğini, Talimhane, Dolmabahçe’de çok dolaştığını anlatarak, “Fakat Taksim Camii bizim dünyamızda farklı bir öneme sahipti. Çünkü caminin yerinde mescit bile yok ve burada maalesef cami yapımına müsaade yok ve âdeta kümes gibi bir yerde gazeteler üzerinde müminler namazlarını eda etmeye çalışıyorlardı” dedi. İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarının kesişim noktasında yer alan caminin içinden cemaati, minarelerinden ezanı, kubbesinden Kur’an nidalarının inşallah kıyamete kadar eksik olmayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mimarisiyle tarihî Beyoğlu’na uyumu yanında mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı projeler arasında yer alan camimiz İstanbul’un sembolleri arasındaki seçkin yerini elhamdülillah şimdiden almıştır” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ibadet mekânlarının yanı sıra dijital kütüphanesi, kitap okuma, dinlenme ve sergi alanlarıyla Taksim Camii’nin İstanbul’un en önemli kültür sanat merkezlerinden de biri olacağını kaydetti. Üzerine oturduğu 2,5 dönümlük arsa üzerinde; 33 metreyi bulan kubbe yüksekliğine, 65 metreye yakın minare uzunluğuna sahip açık ve kapalı alanlarında 4 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği caminin inşasında kullanılan her malzemenin titizlikle seçildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mihrap, minber ve kürsünün bizzat caminin banisi Altan Elmas tarafından tasarlandığı bilgisini verdi. “Taksim Camii’ni bir süre önce yeniden ibadete açtığımız Ayasofya Camii Kebir'e verilen bir selam, yarın ulaşacağımız İstanbul’un fethinin 568. Yıl dönümüne bir hediye olarak görüyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve asırlardır davalarına hayat vermek için canlarını seve seve feda eden şehitlere Allah’tan rahmet diledi. “BİRLİĞİMİZE VE KARDEŞLİĞİMİZE HER ZAMANKİNDEN ÇOK DAHA FAZLA İHTİYACIMIZ VAR” Taksim Camii’nin yaklaşık 1,5 asırlık bir mücadelenin ardından İstanbul’a kazandırıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Evet, bu meydanda bir cami inşaatı fikri tarihimize 93 Harbi diye geçen 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi yıllarına kadar uzanır. Ülkemizin Kurtuluş Savaşı yıllarında da bu fikir milletimizin istiklal ve istikbal azminin bir sembolü olarak yeniden gündeme gelmiştir. Bölgedeki pek çok kiliseye karşılık sadece Ağa Camii’nin Taksim’e selam verdiğini gören Nazım Hikmet bu tabloyu dizelere şöyle dökmüştür: ‘Havsalam almıyordu bu hazin hâli önce / Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce / Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım; / Allah’ımın ismini daha çok candan andım.’ Nazım’ı bile hüzünlendiren bu tabloya rağmen Taksim’de özlenen caminin yapılması bir yana tek parti döneminde Ayasofya ve Bezmialem Camileri müzeye çevrilerek milletimizin kalbinde yeni yaralar açılmıştır. Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle Taksim cami arayışları yeniden hız kazanmıştır. Bunun için kurulan bir dernek vasıtasıyla gösterilen gayretlere rağmen somut adım atılamadan 27 Mayıs darbesi gerçekleşmiştir. Darbenin ardından 1965 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel Taksim Camii’nin inşası için gereken arsanın Vakıflar Müdürlüğüne devrini sağlamıştır. Ancak bu tahsis CHP’li belediyenin kararı mahkemeye götürmesiyle durdurulmuştur. Merhum Demirel’in 1979 yılında bu konuda alınmasını sağladığı Bakanlar Kurulu kararı ise 12 Eylül darbecileri tarafından iptal edilmiştir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elmas ailesinin merhum Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde de cami için başvuru yaptığını ancak şartlar uygun olmadığı için netice alınamadığını anımsatarak, “1991 yılına gelindiğinde İbrahim Arslan’ın başkanlığında şahsımın da aralarında yer aldığı 86 kişiyle birlikte Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı kurularak mücadelede yeni bir safhaya geçilmiştir. Ülkemizin önde gelen iş, fikir ve sanat insanlarından müteşekkil bu vakfın girişimi de dönemin belediyesinin planda gereken değişiklikleri yapmamasıyla sonuçsuz kalmıştır” açıklamasında bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiğinde millete verdiği sözlerden birinin de bu cami inşaatını gerçekleştirmek olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak 28 Şubat süreci ve sonrasındaki gelişmeler sebebiyle bu sözünü o dönem yerine getiremediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı amaçla Başbakan olarak 2013 yılında tekrar harekete geçtiklerinde ise karşılarında Gezi olaylarını bulduklarını ifade ederek, “Gezi olayları, o teröristlerin karşımıza dikildiği an. Milletimizin 15 Temmuz şanlı direnişinin ardından artık hiçbir gücün bu girişimin önüne geçemeyeceği azim ve kararlığıyla yeniden kolları sıvadık. Elmas ailesi bize gelerek caminin inşasına talip olduklarını tekrar söylediler. Biz de bunun üzerine gereken hazırlıkları süratle tamamlayarak 2017 Haziran’ında cami inşaatına başlanabilmesini temin ettik. İşte bugün de camimizi tekbirlerle, salavatlarla, dualarla ibadete açtık” diye konuştu. Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Suresi’nde “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dost doğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder” şeklinde buyrulduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Son dönemde Büyük Çamlıca Camii’nin tamamlanması ve Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasının ardından İstanbul’a kazandırdığımız bu üçüncü önemli manevi mirasın asırlar boyunca şehrimizi bir kandil gibi ışıtacağına inanıyorum. İnşallah bu arada hızla bir eserimiz daha yükseliyor o da evet, Barbaros Bulvarı üzerinde Barbaros Hayrettin Paşa Camii’ni inşa ediyoruz. Onu da kısa zamanda bitireceğiz. Çünkü Barbaros oradan Beşiktaş’a indi, şimdi de camiyi inşa ederek oradan, orası da âdeta bir mabetsiz beldedir, ama şimdi Barbaros Hayrettin Paşa Camii’ni orada yaparak inşallah orayı da mabetsiz olmaktan çıkartıp oradaki Müslümanların ibadet edebilecekleri bir yeri hazırlayacağız.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, camilerin insanların cem olduğu, kardeşliklerin pekiştiği yerler olduğunun altını çizerek, “Dünyanın dört bir yanında acıların, zulümlerin, adaletsizliklerin, sapkınlıkların kol gezdiği bir dönemde birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Kardeşliğimizi güçlendirmeye başlayacağımız ilk yer de tüm farklılıklarımızdan sıyrılarak sadece kul olarak Rabbimizin huzuruna vardığımız camilerimiz olmalıdır” dedi. “BİZE DÜŞEN, HEP DOĞRUYU VE HAKKI SAVUNARAK MAZLUMUN YANINDA YER ALMAKTIR” Envaiçeşit hile ve desiseyle, fitneyle, yalanla, tuzakla, milletin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini bozamayanların camileri hedef aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’nün ibadet ve hayır kisvesi altında sergilediği ihanetin benzerlerini farklı görünümler, sıfatlar, bahaneler altında tekrarlamaya çalışanlara asla geçit vermeyeceğiz. Milletimizin bin yıldır canı pahasına koruduğu, alın teriyle yükselttiği, gözünden bile sakındığı vatanını parçalamak, devletini zayıflatma, uhuvvetini bozmak için uğraşanların sonu yine hüsran olacaktır. Şahadetleri dinin demeli olan ezanlarımızı susturmaya, şehitlerimizin emaneti olan bayrağımızı indirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir” şeklinde konuştu. Türkiye’nin sadece kendi sınırlarından ibaret, sadece kendi vatandaşlarıyla kain bir ülke olmadığının en büyük ispatının, maruz kaldığı saldırılar olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi âdeta yeni bir istiklal mücadelesiyle karşı karşıya bırakan bu saldırıların hepsini de akamete uğratmayı başardıklarını vurguladı. "Unutmayın, zalimle mazlumun, haklıyla haksızın, doğruyla yanlışın mücadelesi kıyamete kadar sürecektir” hatırlatmasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize düşen, hep doğruyu ve hakkı savunarak mazlumun yanında yer almak, zalime karşı koymaktır. Şayet bunun için ülke ve millet olarak önümüze bir fatura konacaksa, onu da göze alıyoruz. Ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz emaneti bizden sonraki nesillere boynumuz bükük, yüzümüz al ve ak şekilde teslim etmektense, başımız dik, yüreğimiz ferah olarak yedi düvelle karşı karşıya gelmeyi tercih ederiz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur'an-ı Kerim’de, “Üzülmeyin, inanıyorsanız üstün olan muhakkak sizsiniz” diye buyrulduğuna dikkati çekerek, “İstiklal Marşı’nın ‘korkma’ diye başladığı bir milletin siyasi, sosyal, ekonomik hiçbir tehdide baş eğmesini mümkün değildir. Şu anda buradan, Taksim Camii önünden yankılanan sessin, ülkemiz üzerinde hesapları olan tüm emperyalistleri, terör destekçilerini, insanlık düşmanlıklarını rahatsız ettiğinden şüpheniz olmasın. Taksim Camii kendi vatandaşlarıyla birlikte tüm dost ve kardeşlerinin, tüm insanlığın umudu olan büyük ve güçlü Türkiye’nin doğuşunun işaret taşlarından biridir” değerlendirmesinde bulundu. Bugün milletin 150 yıllık hayaline kavuştuğunu, Türkiye’nin istiklalinin timsali yeni bir eser daha kazandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, caminin vücut bulması konusunda emeği geçen herkese tekrar şükranlarını sundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Taksim Camii’nin açılışı dolayısıyla dua etti. Duanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindekilerle birlikte Taksim Camii’nin açılış kurdelesini kesti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Camii açılış programında yaptığı konuşmada, “Mimarisiyle tarihî Beyoğlu’na uyumu yanında, mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı projeler arasında yer alan camimiz İstanbul’un sembolleri arasındaki seçkin yerini elhamdülillah şimdiden almıştır” dedi.

Erdoğan Taksim Camii, İstanbul'un sembolleri arasındaki seçkin yerini şimdiden almıştır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Camii açılış programında yaptığı konuşmada, “Mimarisiyle tarihî Beyoğlu’na uyumu yanında, mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı projeler arasında yer alan camimiz İstanbul’un sembolleri arasındaki seçkin yerini elhamdülillah şimdiden almıştır” dedi.

Taksim’de inşa edilen Taksim Camii’nde ilk Cuma namazını kılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, namaz sonrasında caminin resmî açılışını gerçekleştirdi.

Açılış öncesinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk Cuma namazını eda ettikleri Taksim Camii’nin İstanbul’a, Türkiye’ye ve tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını diledi.

“TAKSİM CAMİİ İSTANBUL’UN EN ÖNEMLİ KÜLTÜR SANAT MERKEZLERİNDEN BİRİ OLACAK”

Caminin yapımını üstlenen Sur Yapı’nın sahipleri Elmas ailesine ve mimarından sanatçısına, işçisine kadar herkese şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukluğunun Kasımpaşa’da geçtiğini, Talimhane, Dolmabahçe’de çok dolaştığını anlatarak, “Fakat Taksim Camii bizim dünyamızda farklı bir öneme sahipti. Çünkü caminin yerinde mescit bile yok ve burada maalesef cami yapımına müsaade yok ve âdeta kümes gibi bir yerde gazeteler üzerinde müminler namazlarını eda etmeye çalışıyorlardı” dedi.

İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarının kesişim noktasında yer alan caminin içinden cemaati, minarelerinden ezanı, kubbesinden Kur’an nidalarının inşallah kıyamete kadar eksik olmayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mimarisiyle tarihî Beyoğlu’na uyumu yanında mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı projeler arasında yer alan camimiz İstanbul’un sembolleri arasındaki seçkin yerini elhamdülillah şimdiden almıştır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ibadet mekânlarının yanı sıra dijital kütüphanesi, kitap okuma, dinlenme ve sergi alanlarıyla Taksim Camii’nin İstanbul’un en önemli kültür sanat merkezlerinden de biri olacağını kaydetti.

Üzerine oturduğu 2,5 dönümlük arsa üzerinde; 33 metreyi bulan kubbe yüksekliğine, 65 metreye yakın minare uzunluğuna sahip açık ve kapalı alanlarında 4 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği caminin inşasında kullanılan her malzemenin titizlikle seçildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mihrap, minber ve kürsünün bizzat caminin banisi Altan Elmas tarafından tasarlandığı bilgisini verdi.

“Taksim Camii’ni bir süre önce yeniden ibadete açtığımız Ayasofya Camii Kebir'e verilen bir selam, yarın ulaşacağımız İstanbul’un fethinin 568. Yıl dönümüne bir hediye olarak görüyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve asırlardır davalarına hayat vermek için canlarını seve seve feda eden şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

“BİRLİĞİMİZE VE KARDEŞLİĞİMİZE HER ZAMANKİNDEN ÇOK DAHA FAZLA İHTİYACIMIZ VAR”

Taksim Camii’nin yaklaşık 1,5 asırlık bir mücadelenin ardından İstanbul’a kazandırıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Evet, bu meydanda bir cami inşaatı fikri tarihimize 93 Harbi diye geçen 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi yıllarına kadar uzanır. Ülkemizin Kurtuluş Savaşı yıllarında da bu fikir milletimizin istiklal ve istikbal azminin bir sembolü olarak yeniden gündeme gelmiştir. Bölgedeki pek çok kiliseye karşılık sadece Ağa Camii’nin Taksim’e selam verdiğini gören Nazım Hikmet bu tabloyu dizelere şöyle dökmüştür: ‘Havsalam almıyordu bu hazin hâli önce / Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce / Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım; / Allah’ımın ismini daha çok candan andım.’ Nazım’ı bile hüzünlendiren bu tabloya rağmen Taksim’de özlenen caminin yapılması bir yana tek parti döneminde Ayasofya ve Bezmialem Camileri müzeye çevrilerek milletimizin kalbinde yeni yaralar açılmıştır. Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle Taksim cami arayışları yeniden hız kazanmıştır. Bunun için kurulan bir dernek vasıtasıyla gösterilen gayretlere rağmen somut adım atılamadan 27 Mayıs darbesi gerçekleşmiştir. Darbenin ardından 1965 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel Taksim Camii’nin inşası için gereken arsanın Vakıflar Müdürlüğüne devrini sağlamıştır. Ancak bu tahsis CHP’li belediyenin kararı mahkemeye götürmesiyle durdurulmuştur. Merhum Demirel’in 1979 yılında bu konuda alınmasını sağladığı Bakanlar Kurulu kararı ise 12 Eylül darbecileri tarafından iptal edilmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elmas ailesinin merhum Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde de cami için başvuru yaptığını ancak şartlar uygun olmadığı için netice alınamadığını anımsatarak, “1991 yılına gelindiğinde İbrahim Arslan’ın başkanlığında şahsımın da aralarında yer aldığı 86 kişiyle birlikte Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı kurularak mücadelede yeni bir safhaya geçilmiştir. Ülkemizin önde gelen iş, fikir ve sanat insanlarından müteşekkil bu vakfın girişimi de dönemin belediyesinin planda gereken değişiklikleri yapmamasıyla sonuçsuz kalmıştır” açıklamasında bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiğinde millete verdiği sözlerden birinin de bu cami inşaatını gerçekleştirmek olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak 28 Şubat süreci ve sonrasındaki gelişmeler sebebiyle bu sözünü o dönem yerine getiremediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı amaçla Başbakan olarak 2013 yılında tekrar harekete geçtiklerinde ise karşılarında Gezi olaylarını bulduklarını ifade ederek, “Gezi olayları, o teröristlerin karşımıza dikildiği an. Milletimizin 15 Temmuz şanlı direnişinin ardından artık hiçbir gücün bu girişimin önüne geçemeyeceği azim ve kararlığıyla yeniden kolları sıvadık. Elmas ailesi bize gelerek caminin inşasına talip olduklarını tekrar söylediler. Biz de bunun üzerine gereken hazırlıkları süratle tamamlayarak 2017 Haziran’ında cami inşaatına başlanabilmesini temin ettik. İşte bugün de camimizi tekbirlerle, salavatlarla, dualarla ibadete açtık” diye konuştu.

Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Suresi’nde “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dost doğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder” şeklinde buyrulduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Son dönemde Büyük Çamlıca Camii’nin tamamlanması ve Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasının ardından İstanbul’a kazandırdığımız bu üçüncü önemli manevi mirasın asırlar boyunca şehrimizi bir kandil gibi ışıtacağına inanıyorum. İnşallah bu arada hızla bir eserimiz daha yükseliyor o da evet, Barbaros Bulvarı üzerinde Barbaros Hayrettin Paşa Camii’ni inşa ediyoruz. Onu da kısa zamanda bitireceğiz. Çünkü Barbaros oradan Beşiktaş’a indi, şimdi de camiyi inşa ederek oradan, orası da âdeta bir mabetsiz beldedir, ama şimdi Barbaros Hayrettin Paşa Camii’ni orada yaparak inşallah orayı da mabetsiz olmaktan çıkartıp oradaki Müslümanların ibadet edebilecekleri bir yeri hazırlayacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, camilerin insanların cem olduğu, kardeşliklerin pekiştiği yerler olduğunun altını çizerek, “Dünyanın dört bir yanında acıların, zulümlerin, adaletsizliklerin, sapkınlıkların kol gezdiği bir dönemde birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Kardeşliğimizi güçlendirmeye başlayacağımız ilk yer de tüm farklılıklarımızdan sıyrılarak sadece kul olarak Rabbimizin huzuruna vardığımız camilerimiz olmalıdır” dedi.

“BİZE DÜŞEN, HEP DOĞRUYU VE HAKKI SAVUNARAK MAZLUMUN YANINDA YER ALMAKTIR”

Envaiçeşit hile ve desiseyle, fitneyle, yalanla, tuzakla, milletin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini bozamayanların camileri hedef aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’nün ibadet ve hayır kisvesi altında sergilediği ihanetin benzerlerini farklı görünümler, sıfatlar, bahaneler altında tekrarlamaya çalışanlara asla geçit vermeyeceğiz. Milletimizin bin yıldır canı pahasına koruduğu, alın teriyle yükselttiği, gözünden bile sakındığı vatanını parçalamak, devletini zayıflatma, uhuvvetini bozmak için uğraşanların sonu yine hüsran olacaktır. Şahadetleri dinin demeli olan ezanlarımızı susturmaya, şehitlerimizin emaneti olan bayrağımızı indirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin sadece kendi sınırlarından ibaret, sadece kendi vatandaşlarıyla kain bir ülke olmadığının en büyük ispatının, maruz kaldığı saldırılar olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi âdeta yeni bir istiklal mücadelesiyle karşı karşıya bırakan bu saldırıların hepsini de akamete uğratmayı başardıklarını vurguladı.

"Unutmayın, zalimle mazlumun, haklıyla haksızın, doğruyla yanlışın mücadelesi kıyamete kadar sürecektir” hatırlatmasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize düşen, hep doğruyu ve hakkı savunarak mazlumun yanında yer almak, zalime karşı koymaktır. Şayet bunun için ülke ve millet olarak önümüze bir fatura konacaksa, onu da göze alıyoruz. Ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz emaneti bizden sonraki nesillere boynumuz bükük, yüzümüz al ve ak şekilde teslim etmektense, başımız dik, yüreğimiz ferah olarak yedi düvelle karşı karşıya gelmeyi tercih ederiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur'an-ı Kerim’de, “Üzülmeyin, inanıyorsanız üstün olan muhakkak sizsiniz” diye buyrulduğuna dikkati çekerek, “İstiklal Marşı’nın ‘korkma’ diye başladığı bir milletin siyasi, sosyal, ekonomik hiçbir tehdide baş eğmesini mümkün değildir. Şu anda buradan, Taksim Camii önünden yankılanan sessin, ülkemiz üzerinde hesapları olan tüm emperyalistleri, terör destekçilerini, insanlık düşmanlıklarını rahatsız ettiğinden şüpheniz olmasın. Taksim Camii kendi vatandaşlarıyla birlikte tüm dost ve kardeşlerinin, tüm insanlığın umudu olan büyük ve güçlü Türkiye’nin doğuşunun işaret taşlarından biridir” değerlendirmesinde bulundu.

Bugün milletin 150 yıllık hayaline kavuştuğunu, Türkiye’nin istiklalinin timsali yeni bir eser daha kazandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, caminin vücut bulması konusunda emeği geçen herkese tekrar şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Taksim Camii’nin açılışı dolayısıyla dua etti.

Duanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindekilerle birlikte Taksim Camii’nin açılış kurdelesini kesti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve katilimcimaltepe.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.