İstanbul’un kapısı” Aydos Kalesi bugün açılıyor

BELEDİYE 03.02.2023 - 13:09, Güncelleme: 03.02.2023 - 15:05 2631+ kez okundu.
 

İstanbul’un kapısı” Aydos Kalesi bugün açılıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultanbeyli Belediyesinin girişimleriyle hayata geçirilen iki projenin açılışını bugün (Cuma) günü saat 14.00'de Sultanbeyli Kent
İstanbul’un kapısı” Aydos Kalesi bugün açılıyor Aydos Kalesi, bugün Başkan Erdoğan'ın katılacağı bir programla İstanbullulara kapılarını açacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanbeyli'de 12 yıl süren restorasyon çalışması tamamlanan Aydos Kalesi ile 127 bin metrekare alan üzerine inşa edilen Sultan Korusu'nun resmi açılışını gerçekleştirecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultanbeyli Belediyesinin girişimleriyle hayata geçirilen iki projenin açılışını bugün (Cuma) günü saat 14.00'de  Sultanbeyli Kent Meydanı'nda gerçekleştirilecek törende yapacak. İstanbul'un fethinin başladığı nokta olarak kabul edilen, konumu ve mimarisi ile ilgi çeken Doğu Roma eseri Aydos Kalesi, tarih meraklılarının ve turistlerin son yıllarda görmeye hasret kaldığı mekanlar arasında yer alıyordu. Aydos Kalesi  İstanbul şehir merkezinin 36 km doğusunda, Marmara Denizi’nin 8 km kuzeyinde, Sultanbeyli ilçesi sınırları içerisinde Aydos Dağı’nın kuzey eteğinde 325 rakımlı bir tepe üzerinde yer almaktadır. Yapımına 11-12. yy’da başlanan, sonraki süreçteki ilavelerle 13-14.yy’da nihai halini alan Aydos Kalesi’nin tarihi Doğu Roma Dönemi’ne uzanmaktadır. Savunmayı daha güçlü kılmak amacıyla kademeli bir şekilde inşa edilen Kale, iç ve dış olmak üzere iki sura sahiptir.    Türklerin, Bizans topraklarına yönelik akınlarını önlemek için yapılmıştır. Aydos Kalesi Orhan Gazi döneminde, ünlü Osmanlı kumandanı Abdurrahman Gazi tarafından 1328 yılında fethedilmiştir. “Tarihçilerin Kutbu” olarak bilinen önemli Türk Tarih Profesörü Halil İnalcık Aydos Kalesi’ni İstanbul’un fethinin başladığı yer olarak tanımlamaktadır.    AYDOS KALESi’NDE YAPILAN KAZILAR VE MİMARİ KALINTILAR  2010-2018 yılları arasında yürütülen kazı çalışmaları sonucu Bizans Dönemi buluntularının yanı sıra Osmanlı Dönemine ait eserler ve hatta Tarih Öncesi Tunç Çağı’na kadar uzanan kültür varlıkları ortaya çıkarılmıştır. Aydos Kalesi’nde, tarihi mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması kapsamında; Sultanbeyli Belediyesinin girişimleriyle 2010 yılında restorasyon çalışmalarına başlanmıştır.  Restorasyon süresince; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Orman ve Tarım Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İstanbul Valiliği ile işbirliği halinde çalışılarak kale turizme kazandırılmıştır.     Burçlar ve Özgün Kale Kapısı    II Numaralı Sarnıç I Numaralı Sarnıç Kilise Aydos Kalesi; altısı iç savunma duvarına bağlı, altısı dış savunma duvarına bağlı olmak üzere mevcut on iki adet burca sahiptir.    “1” numaralı burç olarak isimlendirilen, özgün kale kapısının da bulunduğu burç, yapım tekniği itibari ile diğer burç ve kale duvarlarından farklı özellikler taşımaktadır.  Kalenin doğusunda bulunan dikdörtgen planlı    “II” numaralı sarnıç da “   I” numaralı sarnıç gibi tuğla ve taş kullanılarak almaşık sistemde inşa edilmiştir. Diğer sarnıçtan daha büyük olarak 450 m³ su depolama kapasitesine sahiptir. Güneye doğru hafif şekilde daraldığı görülen sarnıcın kuzey duvarına bitişik dikdörtgen planlı bir eklenti mevcuttur. Kalenin kuzeyinde bulunan “I” numaralı sarnıç, tuğla ve taş kullanılarak almaşık sistemde inşa edilmiştir. 300 m³ su depolama kapasitesine sahiptir. Horasan harcının bağlayıcı olarak kullanıldığı sarnıçta iç duvar yüzeyleri su sızdırmazlığını sağlamak için özel bir harç ile sıvanmıştır.   Kilise   Kilise üç nefte sahiptir. Kuzey kısmında bitişik bir şapel yer almaktadır. Apsis kısmında din görevlilerinin oturmaları için yapılmış Synthronon bulunmaktadır.  Apsisisin iç yüzeyinin duvar resimleriyle süslenmiş olduğu kazılar sırasında bulunan fresk kalıntılarından anlaşılmaktadır. Kilisenin naosunun orta kısmında sütun, sütun kaideleri ile impost sütun başlığı bulunmuştur. Kilisede kullanılan mermerlerin Marmara Adası (Prokonnisos) mermeri olduğu görülmektedir.    Ambarlar   Ambarlar Abdurrahman Gazi ve Aydos Kalesi’nin Fetih Efsanesi Ambarlar; birbiri ardına bitişik, dikdörtgen planlı dört ayrı bölümden oluşmaktadır. Bu alan Aydos Kalesi gibi askeri yapıdaki bir yerde gıda stokunun saklanması açısından kritik bir öneme sahip olmuştur. Yapı içerisinde, dönemine ait karbonlaşmış buğday ve bakla kalıntıları tespit edilmiştir.     Abdurrahman Gazi ve Aydos Kalesi’nin Fetih Efsanesi     Aydos Kalesinin fetih hikayesi tarihte ilk kez Aşık Paşazade’nin 1400’lerde kaleme aldığı Tevarih-i Al-i Osman eserinde yer almıştır. Eserde yer alan bilgilere göre kale defalarca kuşatılmakta ama hem güçlü bir savunma kalesi olduğu için hem de Bizans’tan sürekli asker desteği geldiği için bir türlü ele geçirilememektedir.  Orhan Gazi’nin emri ile Abdurrrahman Gazi ve arkadaşları kaleyi son kez kuşattığı sırada kale tekfurunun kızı bir gece Abdurrahman Gazi’yi rüyasında görür. Ertesi gün Abdurrahman Gazi’yi kuşatma alanında görünce rüyasını bir kağıda yazar ve bir okun ucuna bağlayarak Abdurrahman Gazi’ye doğru fırlatır.  Rüyada, düştüğü bir çukurdan kendisini Abdurrahman Gazi’nin kurtardığını ve kalenin fethi için ona ve arkadaşlarına yardım edeceğini söyler. Osmanlı kuvvetleri tekfurun kızının yardımı ile geri çekilmiş izlenimi vererek kaledeki askerlerin eğlenceye çekilmelerini bekler. Askerler etkisiz hale gelince bir gece baskını ile Aydos Kalesi Osmanlı kuvvetleri tarafından fethedilir.  Fetihten sonra “Aydos Fatihi” olarak anılmaya başlayan Abdurrahman Gazi Aydos Kalesi Tekfurunun kızı ile evlenir ve kaleye yerleşir.  Aşık Paşazade’nin Tevarih-i Al-i Osman eserinde yer alan bu hikaye çok ilgi görmüş ve sonraki dönemlerde başka yazarlar tarafından farklı biçimlerde dile getirilmeye devam etmiştir. Aydos Kalesi’nin fethini; Mehmed Neşri Kitab-ı Cihannüma eserinde bir aşk öyküsü olarak, Hoca Sadettin Efendi ise Tâcü´t-Tevârîh adlı eserinde dinî bir öykü olarak anlatmıştır. Sonraki yıllarda Hadidi, İbn-i Kemal, Katip Çelebi, Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi, Joseph von HammerPurgstall ve Alphonse de Lamartin de fetih hikayesini kendi eserlerine taşımıştır.       Aydos Kalesi'nde Yapılan Kazılar ve Mimari Kalıntılar Kale içerisinde 2010-2018 yılları arasında iki sezon halinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Başkanlığında yapılan temizlik ve kazı çalışmaları sonucunda; kalenin ana unsurları olan surlar, surlara bağlı burçlar, seğirdim merdivenleri ve kapılar ile su sistemleri, sarnıçlar, kilise, konaklama ve yaşam alanları olduğu düşünülen mekanlar ile tahıl saklamak için kullanılan depo alanları açığa çıkarılmıştır. Kazılarda Bizans Dönemi buluntularının yanı sıra çok az sayıda Osmanlı ve tarih öncesi dönemlere ait kültür varlığı da ortaya çıkarılmıştır. Aydos Kalesi; Pazartesi günleri hariç her gün 09.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultanbeyli Belediyesinin girişimleriyle hayata geçirilen iki projenin açılışını bugün (Cuma) günü saat 14.00'de Sultanbeyli Kent

İstanbul’un kapısı” Aydos Kalesi bugün açılıyor

Aydos Kalesi, bugün Başkan Erdoğan'ın katılacağı bir programla İstanbullulara kapılarını açacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanbeyli'de 12 yıl süren restorasyon çalışması tamamlanan Aydos Kalesi ile 127 bin metrekare alan üzerine inşa edilen Sultan Korusu'nun resmi açılışını gerçekleştirecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultanbeyli Belediyesinin girişimleriyle hayata geçirilen iki projenin açılışını bugün (Cuma) günü saat 14.00'de  Sultanbeyli Kent Meydanı'nda gerçekleştirilecek törende yapacak.

İstanbul'un fethinin başladığı nokta olarak kabul edilen, konumu ve mimarisi ile ilgi çeken Doğu Roma eseri Aydos Kalesi, tarih meraklılarının ve turistlerin son yıllarda görmeye hasret kaldığı mekanlar arasında yer alıyordu.

Aydos Kalesi

 İstanbul şehir merkezinin 36 km doğusunda, Marmara Denizi’nin 8 km kuzeyinde, Sultanbeyli ilçesi sınırları içerisinde Aydos Dağı’nın kuzey eteğinde 325 rakımlı bir tepe üzerinde yer almaktadır. Yapımına 11-12. yy’da başlanan, sonraki süreçteki ilavelerle 13-14.yy’da nihai halini alan Aydos Kalesi’nin tarihi Doğu Roma Dönemi’ne uzanmaktadır. Savunmayı daha güçlü kılmak amacıyla kademeli bir şekilde inşa edilen Kale, iç ve dış olmak üzere iki sura sahiptir. 
 

Türklerin, Bizans topraklarına yönelik akınlarını önlemek için yapılmıştır. Aydos Kalesi Orhan Gazi döneminde, ünlü Osmanlı kumandanı Abdurrahman Gazi tarafından 1328 yılında fethedilmiştir. “Tarihçilerin Kutbu” olarak bilinen önemli Türk Tarih Profesörü Halil İnalcık Aydos Kalesi’ni İstanbul’un fethinin başladığı yer olarak tanımlamaktadır. 

 
AYDOS KALESi’NDE YAPILAN KAZILAR VE MİMARİ KALINTILAR 
2010-2018 yılları arasında yürütülen kazı çalışmaları sonucu Bizans Dönemi buluntularının yanı sıra Osmanlı Dönemine ait eserler ve hatta Tarih Öncesi Tunç Çağı’na kadar uzanan kültür varlıkları ortaya çıkarılmıştır. Aydos Kalesi’nde, tarihi mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması kapsamında; Sultanbeyli Belediyesinin girişimleriyle 2010 yılında restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. 
Restorasyon süresince; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Orman ve Tarım Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İstanbul Valiliği ile işbirliği halinde çalışılarak kale turizme kazandırılmıştır.  
 
Burçlar ve Özgün Kale Kapısı
 
 II Numaralı Sarnıç I Numaralı Sarnıç Kilise Aydos Kalesi; altısı iç savunma duvarına bağlı, altısı dış savunma duvarına bağlı olmak üzere mevcut on iki adet burca sahiptir.
 
 “1” numaralı burç olarak isimlendirilen, özgün kale kapısının da bulunduğu burç, yapım tekniği itibari ile diğer burç ve kale duvarlarından farklı özellikler taşımaktadır.
 Kalenin doğusunda bulunan dikdörtgen planlı 
 
“II” numaralı sarnıç da “
 
I” numaralı sarnıç gibi tuğla ve taş kullanılarak almaşık sistemde inşa edilmiştir. Diğer sarnıçtan daha büyük olarak 450 m³ su depolama kapasitesine sahiptir. Güneye doğru hafif şekilde daraldığı görülen sarnıcın kuzey duvarına bitişik dikdörtgen planlı bir eklenti mevcuttur. Kalenin kuzeyinde bulunan “I” numaralı sarnıç, tuğla ve taş kullanılarak almaşık sistemde inşa edilmiştir. 300 m³ su depolama kapasitesine sahiptir. Horasan harcının bağlayıcı olarak kullanıldığı sarnıçta iç duvar yüzeyleri su sızdırmazlığını sağlamak için özel bir harç ile sıvanmıştır.
 
Kilise
 
Kilise üç nefte sahiptir. Kuzey kısmında bitişik bir şapel yer almaktadır. Apsis kısmında din görevlilerinin oturmaları için yapılmış Synthronon bulunmaktadır. 
Apsisisin iç yüzeyinin duvar resimleriyle süslenmiş olduğu kazılar sırasında bulunan fresk kalıntılarından anlaşılmaktadır. Kilisenin naosunun orta kısmında sütun, sütun kaideleri ile impost sütun başlığı bulunmuştur. Kilisede kullanılan mermerlerin Marmara Adası (Prokonnisos) mermeri olduğu görülmektedir. 
 
Ambarlar
 
Ambarlar Abdurrahman Gazi ve Aydos Kalesi’nin Fetih Efsanesi Ambarlar; birbiri ardına bitişik, dikdörtgen planlı dört ayrı bölümden oluşmaktadır. Bu alan Aydos Kalesi gibi askeri yapıdaki bir yerde gıda stokunun saklanması açısından kritik bir öneme sahip olmuştur. Yapı içerisinde, dönemine ait karbonlaşmış buğday ve bakla kalıntıları tespit edilmiştir. 
  
Abdurrahman Gazi ve Aydos Kalesi’nin Fetih Efsanesi  
 
Aydos Kalesinin fetih hikayesi tarihte ilk kez Aşık Paşazade’nin 1400’lerde kaleme aldığı Tevarih-i Al-i Osman eserinde yer almıştır. Eserde yer alan bilgilere göre kale defalarca kuşatılmakta ama hem güçlü bir savunma kalesi olduğu için hem de Bizans’tan sürekli asker desteği geldiği için bir türlü ele geçirilememektedir.
 Orhan Gazi’nin emri ile Abdurrrahman Gazi ve arkadaşları kaleyi son kez kuşattığı sırada kale tekfurunun kızı bir gece Abdurrahman Gazi’yi rüyasında görür. Ertesi gün Abdurrahman Gazi’yi kuşatma alanında görünce rüyasını bir kağıda yazar ve bir okun ucuna bağlayarak Abdurrahman Gazi’ye doğru fırlatır. 
Rüyada, düştüğü bir çukurdan kendisini Abdurrahman Gazi’nin kurtardığını ve kalenin fethi için ona ve arkadaşlarına yardım edeceğini söyler. Osmanlı kuvvetleri tekfurun kızının yardımı ile geri çekilmiş izlenimi vererek kaledeki askerlerin eğlenceye çekilmelerini bekler. Askerler etkisiz hale gelince bir gece baskını ile Aydos Kalesi Osmanlı kuvvetleri tarafından fethedilir.
 Fetihten sonra “Aydos Fatihi” olarak anılmaya başlayan Abdurrahman Gazi Aydos Kalesi Tekfurunun kızı ile evlenir ve kaleye yerleşir.
 Aşık Paşazade’nin Tevarih-i Al-i Osman eserinde yer alan bu hikaye çok ilgi görmüş ve sonraki dönemlerde başka yazarlar tarafından farklı biçimlerde dile getirilmeye devam etmiştir. Aydos Kalesi’nin fethini; Mehmed Neşri Kitab-ı Cihannüma eserinde bir aşk öyküsü olarak, Hoca Sadettin Efendi ise Tâcü´t-Tevârîh adlı eserinde dinî bir öykü olarak anlatmıştır. Sonraki yıllarda Hadidi, İbn-i Kemal, Katip Çelebi, Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi, Joseph von HammerPurgstall ve Alphonse de Lamartin de fetih hikayesini kendi eserlerine taşımıştır. 
 
  

Aydos Kalesi'nde Yapılan Kazılar ve Mimari Kalıntılar

Kale içerisinde 2010-2018 yılları arasında iki sezon halinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Başkanlığında yapılan temizlik ve kazı çalışmaları sonucunda; kalenin ana unsurları olan surlar, surlara bağlı burçlar, seğirdim merdivenleri ve kapılar ile su sistemleri, sarnıçlar, kilise, konaklama ve yaşam alanları olduğu düşünülen mekanlar ile tahıl saklamak için kullanılan depo alanları açığa çıkarılmıştır. Kazılarda Bizans Dönemi buluntularının yanı sıra çok az sayıda Osmanlı ve tarih öncesi dönemlere ait kültür varlığı da ortaya çıkarılmıştır.

Aydos Kalesi; Pazartesi günleri hariç her gün 09.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.

İstanbul HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve katilimcimaltepe.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.