Ali Kılıç’tan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a tepki
Maltepe’de büyük coşku içerisinde kutlanan Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde konuşan Belediye Başkanı Ali Kılıç, yayımladığı Cuma hutbesinde Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anmayışını kınadı.
“Vatan, Millet Sevdasıyla Nice Yıllara” başlıklı hutbede yapılmak istenenin büyük ayıp olduğunu söyleyen Kılıç, Ali Erbaş'a tepki gösterdi.
“YEDİ DÜVELE KARŞI KURDUK”
Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Ozan Doğulu ve Şevval Sam konseri öncesinde konuşan Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Aradan 100 yıl geçtikten sonra bugün ahkam kesmek kolay. 100 yıl önce bugün 85 milyonuz, o gün 13 milyonduk. Mustafa Kemal İstanbul’dan Bandırma vapuruna 45-50 arkadaşıyla bindi ve Samsun’a çıktı, Anadolu’yu karış karış gezdi. Kürt’ü, Türk’ü, Alevisi, Sünnisi, Çerkez’i, Arnavut’u, bütün Anadolu’yu kucakladı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni 1923’te kurdu. Mustafa Kemal o günlerde diyordu ki, benim iki eserim var. Bir tanesi Cumhuriyet. Cumhur, yani halk, halka dayalı bir yönetim. Meclis’te ne yazıyor? Adalet mülkün temelidir diyor. Yani adaletin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Dolayısıyla ikincisi de ben CHP’yi kurdum, halka dayalı bir siyaset yapsın diye. Dünya harplerini yaşadık, üç darbeyi yaşadık, bizi bölmeye, parçalamaya çalıştılar ama biz bir yumruk gibi kenetlendik, yedi düvele karşı bağımsızlık mücadelemizi bugüne kadar getirdik.” dedi.
“RAHATSIZ OLANLAR VAR”
Ali Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki bugün ne yapıyor birileri? Cumhuriyet’ten rahatsız olanlar var. Yani halkın hür iradesinden rahatsız olanlar var. Peki niye rahatsız oluyorlar. Belki sosyal medyadan takip etmişsinizdir, son günlerde epeyce yayıldı. 1900’lü yılların başında İngilizler, Fransızlar, Almanlar İstanbul’u işgal ettiklerinde bütün Müslüman kadınların üstü başı aranıyordu. Erkekler yine öyleydi. Postanemize el koymuşlardı. Demiryollarımıza, askeriyemize el koymuşlardı. Aslında kollarımıza kelepçe bağlanmıştı, kelepçe. Mustafa Kemal çıktı, ben bu toplumun esaretten kurtulmasını mutlaka başaracağım dedi, Amasya, Erzurum ve Sivas kongrelerini yaptı ve Cumhuriyetimizi kurdu. Peki bu Cumhuriyet olmasaydı, seversiniz sevmezsiniz, siyaset yapmak için söylemiyorum. Bu Cumhuriyet olmasaydı Çoban Süleyman dedikleri Süleyman Demirel bu ülkeye Cumhurbaşkanı olur muydu? Adnan Menderes, İnönü, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit, Özal’ı tanıma fırsatımız olmazdı. Hatta bugün sistemle kavga eden sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıma fırsatımız olur muydu? O da olmazdı, değil mi? Ama beni çok rahatsız eden bir şey var. Biz abi-kardeş, bacı-kardeş burada konuşuyoruz. Biz büyük bir aileyiz, Maltepeyiz. Maltepe’de 550 bin insan yaşıyor. Ardahan’dan Edirne’ye, Antalya’dan Samsun’a kadar hemşerilerim var. Sizinle aslında biraz dertleşmek istiyorum.”
“ATATÜRK’Ü AĞZINA ALMAYANLARA ARKADAŞLIĞIMIZ OLMAZ”
Atatürk’ün hilafeti kaldırmasına ve Filistin’de yaşanan insanlık dramına da değinen Kılıç sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Şimdi Mustafa Kemal hilafeti kaldırınca dedi ki dinle devlet işleri birbirinden ayrılsın. Doğru değil mi? Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurdu, doğru mu, bana göre de doğru. Bugün de sahip çıkıyorum ama gelgelelim ki Türkiye’deki 9-10 bakanlığın bütçesinden daha fazla bir bütçeyi alan Diyanet İşleri Başkanımız son model Mercedes’e biniyor, fetva veriyor Cuma günü.
Bu Cuma günü camilerde hutbe okutuyor. Bu hutbede, çok acı bir şeyi söylüyorum size, eğer bugün Diyanet İşleri Başkanı varsa Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet sayesinde var. Bu zatı muhterem sizden aldığı vergiyle lüks Mercedes’e biniyor, Cumhuriyet’in tüm olanaklarını kullanıyor, uçaklara biniyor, saraylarda yaşıyor, bütçeyi kullanıyor ama Cuma hutbesinde Mustafa Kemal’i anmıyor. Yazıklar olsun.
Ey Diyanet İşleri Başkanı sana buradan çağrıda bulunuyorum, son nefesine kadar 550 bin Maltepeli sana hakkını helal etmiyor. Etmezsiniz, çünkü sizin vergilerinizle orada oturuyor. Alın terinizle, asgari ücretle ödediğiniz vergilerle orada ahkam kesiyor, benim Ulu önderime, dünyanın diz çöktüğü Mustafa Kemal’i ağzına almıyor Diyanet İşleri Başkanı. Reddediyorum, kınıyorum şiddetle. Bunlar meydanı boş bulmuşlar. Susuyorsak asaletimizdendir. Sabırlıysak asaletimizdendir.
Bakın Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz. Cumhuriyet nedir? Cumhuriyet halktır. Cumhuriyet Bayramı’nı bile ikiye böldüler. Güya yarın Maltepe’de hep beraber yürüyecektik, meşaleli yürüyüş yapacaktık, herkes bir arada olacaktı. Bir bakıyoruz yukarıdan düğmeye basıyorlar, hayır. Siz CHP’li belediyelerle yürümeyeceksiniz. Biz Moskova’dan mu geldik, biz Küba’dan mı geldik, biz Afrika’dan mı geldik, Asya’dan mı geldik? Biz Anadolu çocuğuyuz, Cumhuriyet çocuğuyuz, Atatürk’ün yol arkadaşlarıyız. Siz kim oluyorsunuz? Sabrımızı taşırmayın. Batılı emperyalistler de Anadolu’yu böldüler, parçaladılar ama bir Mustafa Kemal çıktı. Sarı saçlı, mavi gözlü bir adam çıktı. Bütün ezberleri bozdu. Ama biliyorum ki bu meydandan da çıkacaklar. Bu meydandan da sarı saçlı, mavi gözlü, devrim savunan yiğitlerimiz çıkacak. Anadolu’ya sahip çıkacaksınız.
Cumhuriyet’in 100. yılına doğru Filistin’de yapılan katliama sonuna kadar karşıyız. Karşı değil misiniz? Kınıyor muyuz? Ama sen 3 günlük yas ilan edersen, Cumhuriyet’i de böyle örtbas edersen, görmemezlikten gelirsen biz kale gibi senin karşında dikileceğiz. Öyle yağma yok! Mustafa Kemal’i ağzına almayanlarla yol arkadaşlığımız olmaz. Saygı duyacaksın. Sen bu ülkede yaşıyorsan, sen bu ülkede başbakan olmuşsan, Cumhurbaşkanı olmuşsan, Diyanet İşleri Başkanı olmuşsan, vali, bakan olmuşsan Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet sayesinde olmuşsun. Ayağa kalkacağız, hepimiz bu Cumhuriyet’i bir yüzyıl daha, bir yüzyıl daha, bir yüzyıl daha Türkan Saylan gibi, Şevval Sam gibi Anadolu kadınıyla büyüteceğiz, yücelteceğiz, çağ atlatacağız.”