YİNE BİR KADIN CİNAYETİNİN ARDINDAN VATAN PARTİSİ'NİN BASIN AÇIKLAMASI
YİNE BİR KADIN CİNAYETİNİN ARDINDAN VATAN PARTİSİ'NİN BASIN AÇIKLAMASI
Vatan Partisi Maltepe İlçesi Öncü Kadın Başkanlığı’nın Ayşegül Aktürk ile ilgili basın açıklaması
YİNE BİR KADIN CİNAYETİNİN ARDINDAN…
Yine bir kadın cinayeti ile sarsıldık. İki çocuk annesi Ayşegül Aktürk, platonik aşkına karşılık bulamadığı için henüz 22 yaşındaki Muharrem Eralp adlı genç tarafından bıçaklanarak sokak ortasında öldürüldü. Son zamanlarda duymaya ne yazık ki çok alıştığımız bir kadın cinayeti daha işlendi. Genç bir kadın hayatını, iki çocuk annelerini kaybetti.
Vatan Partisi Maltepe Öncü Kadın Örgütü olarak cinayeti lanetliyor, acılı ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Kadına şiddet, insanlığa yapılmış bir ihanettir. Ancak bu cinayetlere bir son verebilmek için, öncelikle süregelen bu cinayetlerin nedenlerini ortaya koymak ve sonra da çözüm bulmak için çaba sarf etmek zorundayız.
Her kadın cinayetinin kendine özel nedenleri, koşulları ve biçimleri var şüphesiz ancak temeline bakıldığında hepsinin ortak bazı nedenleri görülebilmektedir. Bunlar esas olarak:
1-Günümüzde kadının toplumsal olarak erkek karşısında konumlandırıldığı yerdir. Maalesef, özellikle Cumhuriyet’in kuruluş yılları ve ilk dönemlerinde üzerinde titizlikle durulan kadın ile erkeğe eşitlikçi bakış ve anlayış, yıllar itibariyle Cumhuriyet’in diğer değerleri gibi, günümüze kadar, önemli ölçüde törpülenerek gelmiştir. Toplumda egemen olan siyasal iklimler, kanunen olmasa da, fiiliyatta kadına özgürlükçü bakışı değiştirmiş, kadını erkeğin arkasına itelemiştir. Kadının birey olması ve kendi ayakları üzerinde durmasının yerine; erkeğin sözünden çıkmayan, kocasına itaat eden, evinin hizmetkârı olan bir kadın tipi yaratılmaya çalışılmıştır. Bu durum izlenen eğitim politikasıyla pekiştirilmiş, çocukların bilinç altlarına işlenmiştir. Yani bu anlayışla yetiştirilen erkek çocukları; kadınların, erkeklerin isteklerini yerine getirmekle mükellef oldukları inancıyla büyümüş ve yetişkin olmuşlardır. Bu durum, son 5-10 yıldır kadın cinayetlerinin artmasında önemli bir etkendir.
2-Gerek gelişmiş, gerekse gelişmekte olan toplumlarda egemen olan kapitalist anlayışlar, kültürel yozlaşmaya yol açmıştır. Güçlü olanın toplumda egemen olduğu, güçlünün güçsüzü ezip geçtiği, sömürdüğü ve sürekli bir rekabet içerisinde yaşamların sürdürüldüğü bir yaşam tarzı toplumda egemen olmuştur. Bu durum, her türlü güç yani bedensel/fiziksel güç için de geçerlidir. Dolayısıyla kadın ile erkek arasındaki bir çelişkide, erkek fiziksel gücünü kullanmaktan çekinmemektedir. Bu yüzden, kadın cinayetleri sadece bizim toplumumuzun değil, Batı toplumlarının da önemli bir sorunudur.
3-Günümüz kapitalist toplumlarında yine yozlaşmanın getirdiği önemli bir sonuç, bencilliktir. Kişilerin hep bireysellikleri ön planda tutulmakta, daha çok para kazanabilmek için insanlar sürekli birbirleriyle yarıştırılmaktadır. Bunun sonucu olarak bireylerin egoları giderek şişmekte ve bireyler empati yeteneğinden yoksun, benmerkezci, faydacı insanlar haline dönüşmektedirler. Bu, Batı Toplumlarında daha da fazla görülen bir durumdur.1
Bu üç sonucun yarattığı insan modelinin oluşturduğu toplumlar da, pek tabiidir ki, kadın cinayetlerinin çok sıklıkla yaşandığı toplumlar olmaktadır.
Kısa vadede bu gibi durumlarda neler yapılması gerektiği hakkında toplumu bilinçlendirmek, zaruri hallerde kadınların sığınabileceği yer sayısını arttırmak ve prosedürü kolaylaştırmak, polisiye önlemleri daha işlevsel kılmak, hukuken bu suçlara verilen cezaları arttırmak gibi bir takım uygulamalar aciliyetle yapılmalıdır. Kadını Şiddetten Koruma Yasası etkin bir şekilde uygulanmalı, Aile ve Adalet Bakanlıkları bu alanda ağırlıklarını koymalı, yapılabilecekler yeniden gözden geçirilmelidir. Eğitim alanında başlatılacak bir seferberlikle, kadınla erkeğin eşit bireyler olduğu, cinsiyetlerin değil, bireylerin önemli olduğu fikri, okul öncesi eğitimden başlayarak çocuklara aşılanmalı, feodal düşünce kalıplarının yıkılması için çaba sarfedilmelidir. Medyanın haberleri gerektiği gibi vermesi sağlanmalı, kadını çaresizliğe iten ya da olayı sıradanlaştıran bir şekilde değil, sorumlu bir medya anlayışı içerisinde haber yapılması denetlenmelidir.
Ancak kısa dönemde bütün bunlar yapılsa da, problemin kalıcı çözümü için, sistemde yapısal düzenlemeler gerektiği âşikârdır. Kapitalist üretim ilişkilerinin yerini kamucu ya da kamu ağırlıklı üretim ilişkileri aldığında, ülkede yeniden Cumhuriyet değerlerine bağlı bir siyasal yapı oluştuğunda, toplumda ben’i değil, biz’i öne koyan anlayışlar oluşacaktır. İnsanlarda kendisini başkasının yerine koyup düşünebilme hasleti yeniden yeşerecek, toplumda sosyal barış sağlanacak, insanlar özlemini çektikleri huzur ve sevgi iklimine kavuşacaklardır.
Vatan Partisi olarak işte bu yüzden, Atatürk Devrimlerinin tamamlanması ve tam olarak işlerliğe kavuşturulması amacını güdüyor, bu amaç için çaba gösteriyoruz. Ve diyoruz ki: Kadını vahşetten, erkeği ise utançtan kurtaracağız!
Ufuk ÖZGEN
Vatan Partisi Maltepe İlçesi Öncü Kadın Başkanı