ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ....
ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ....
Ekim,Kasım,Aralık... Geriye dönüp üç aylık yazılarıma baktım. On iki bin,on beş bin ,on sekiz bin okunma oranları.. On bini aşan okuruma haksızlık yapmışım. Üç aydır yazmayarak... *** Korona-Kovid 19-Pandemi adı herneyse Bir mikropla mücadelenin,ondan kaçmanın Seneyi devriyesi geldi Martta... Üç aydır Katılımcı Maltepe gazetesinin ofisi kapalı. Aylık yayın organımıza ara verdik . Reklam ilan gelirleri sırıf noktasına düştü. Devletten hiç bir katkı yoktu. Destek paketlerinin hiç birinin içine alınmadı Yerel basın.. Yerel demokrainin kalkınmasına büyük destek sağlayan, Yerel halkın haber alma hakkına katkı sunan, Yerel yöneticilerle halk araında köprü olan Yerel basın.. Pandemi sürecinde iyiden kaderine terk edilimişti... Gazetenin kapısı kapanınca.. Evdeki bilgisayarlarımızdan internet gazeteciliğimizi özveri ile sürdürdük... Kaderine terk edilen yerel basın olarak, Kuaför,kafe,pazarcı vs. sektörü kadar bile itibar görmeyen Yerel basını yaşatma mücadelemizin geldiği nokta bu... *** on binleri aşan okurlarımızdan uzakta geçen üç ayda geldiğimiz nokta... Gazeteciliğe günlük köşe yazarlığı ile baslamıştım 1980 li yıllarda.. Doksanlarve iki binli yıllarda on beş günde bir yazı yazıyordum. Sonra yazılarım aylık olmaya basladı... Günlük ve gündemi takip ederek yazmak daha kolay yazar için... Aylık olunca gündemi kaçırıyorsun... Gündem den uzak yazılarda biraz tatsiz oluyor.. Benimde yazılarımın arası açılınca tadım tuzum kaçtı. Pandeminin yansımaları bende böyle... *** Oysa 2021 in ocak ayından bu güne neler olmadı ki... Yasaklar dört bir yanımızı sarmıştı. Hafta sonları ve diğer günlerde aksam 21.00 den sonra sokağa çıkamaz olmuştuk. Sokağa çıktığımız saatlerde hiç bir yerde oturamaz olmuştuk. Okullarda kapalıydı.. Pandemiden ölüm vakaları,hasta sayıları artmıştı.. Yoksulluk,işsizlik artmıştı. Sosyal hayat diye bir şey kalmamıştı.. Benim gibi halkında tadı tuzu yoktu.. Birbirinin aynı olan günlerdeydik... Oysa dinimiz birbiri aynı olan gün ziyandır der... *** Neyseki kar düştü buralarada.. Kısım Dilaraya misafirdik o hafta.. Zümrüt evlerde... Maltepenin sahil kıyısı mahallelelere bir kaç saat düşen kar Zümrütevler mahallesinde bir hafta yerde kaldı... Harikaydı... Lapa lapa yağan karı doya doya seyrettim. Aileme sıcacık etli kuru fasulye,nohut ,dolmalar pişirdim... Çayımızı yirmi dört saat neredeyse damadım Gökhan eksik etmedi... Çay makinası harikaydı... Ne kar yağışı bitsin istedim,nede Dilaralarda misafirliğim... Bize hazırladıkları yer yatağının keyfine doyamadım... *** Karda bitti.Misafirlikte... Maltepe belediyesinde işçiler bir hafta grev yaptılar... Cadde ve sokaklar kısa sürede çöp yığınına döndü. İsçilerin ve yaptıkları hizmetin önemini anlamaya yetti bu süre... Neyseki anlaşma sağlandı... Grev heyecanı da bu kadar sürdü... Televizyonlardan bize servislenen sanal gündem haberlerine hiç değinmek istemem... *** Çok heyecan vericiydi. 21 aylık torunum İlayda nın bana "anane" diye seslenmesi. Hele birde "Buya otuy" diyerek salonun ortasına oturmaya davet etmesi... Küçük kaşığı ile döke döke pilav yemesi... Çok heyecan verici Onun büyüdüğünü görmek... Her gün bir değişimine tanıklık etmek.. Okurlarımdan uzak geçen üç ay özetle böyleydi. *** Dilimde bir şarkı şimdi: Öyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vaki
Böyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vaki Birden dursun istersin
Seneler olunca mazi
Öyle bir geçer zaman ki
Dediğim aynıyla vaki
Böyle bir geçer zaman ki Günlere bakarsın katı katı
Üzerine çekersin perde
Yoldan geçenler var da
Her akşam gelenler nerde Bir cevap buldun mu sorulara?
Yiğitlik de var yine serde
Nasıl gaddar seneler
Geçiyor durduğu yerde Sana kara yazıldı sanma
İnsanın da kaderi böyle
Böyle bir geçer zaman ki... En kısa zamanda görüşmek üzere...