Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal, Maltepe'de
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal, Maltepe'de
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal, Maltepe’de partililer ve gazeteciler ile buluştu ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Aydal’ı parti binasının girişinde Yeniden Refah Partisi Maltepe İlçe Başkanı Erol Karakoç ve parti yöneticileri karşıladı.
Samimi bir sohbet havasında gerçekleşen kahvaltılı toplantıda Aydal düşüncelerini katılımcılarla paylaştı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal, “Türkiye'nin her tarafını dolaşıyoruz. Marmara bölgesindeki 11 şehir 157 ilçeden sorumlu olarak ben de yakın arkadaşlarımla beraber, yardımcılarımla beraber dolaşıyorum. Sadece nasılsınız, iyi misiniz demek için değil, partinin temel görüşlerini aktarabilmek için buradayım.” dedi.
Zor günlerden geçtiğimiz bu dönemde her partinin söylemlerini ve vaatlerini dile getirdiğini vurgulayan Doğan Aydal, “Söyledikleri iktidarın yanlış yaptığı. Doğrusu budur diyen yok. Yanlışları nutukla çözemezsiniz. Sayısal olarak ifade etmeniz ve çözüm yollarını da hemen arkasından sıralamanız gerekir. Biz Yeniden Refah partisi olarak doğru yapıldığına inansaydık zaten parti kurmaz, ilçe ilçe dolaşıp uyarılarımızı vatandaşlarla paylaşmazdık.
Devlet tecrübesinden gelen kadrolar olarak devlet işleyişini çok iyi biliyoruz. Bu nedenle de yaklaşık 8 bin sayfalık “Biz Türkiye’yi Biliyoruz” kitabını yazdık. 2002-2020 arasındaki devlet yönetimiyle ilgili değişiklikleri hataları içeren bu kitaptaki bilgiler, Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldığı için ne yazık ki devlet yöneticilerinde bile yok” ifadelerini kullandı.
Aydal,şu ifadelere yer verdi: Türkiye'nin her tarafını dolaşıyoruz. Marmara bölgesindeki 11 şehir 157 ilçeden sorumlu olarak ben de yakın arkadaşlarımla beraber, yardımcılarımla beraber dolaşıyorum. Sadece nasılsınız, iyi misiniz demek için değil, partinin temel görüşlerini aktarabilmek için buradayım.
Biz Yeniden Refah Partisi olarak bir hazırlık yaptık. Erbakan hocam döneminin başbakanlık müsteşar yardımcısıyım ve o dönemde devletin birçok kilit makamında bulunan bir kişi olarak doktorasını yurt dışında yapmış Amerika’da hocalık yapmış 60 ülke dolaşmış bir bilim adamı olarak geçmişte birçok kurumda devlet tecrübesine sahip biri olarak hazırlanan bir takım kitaplarımız var, 9 bin sayfayı aşkın kitap hazırladık. Allah rahmet etsin rahmetli Necmettin Erbakan hocam döneminde bir kaynak paketleri hazırlayan 3 kişiden biri acizane benim.
Aynı mantıktan yola çıkarak yine bu gördüğünüz kaynak paketlerini öncelikle hazırladık. Bunu hazırlamamızın çok temel sebebi var. Siyasette şu kolaydır. Siz kalkın koltuklarınızda biraz da biz oturalım, şu anda yapılan siyaset genelde budur. Hep tenkit üzerine kuruludur. Şunu yanlış yaptınız, bunu yanlış yaptınız, şöyle olmalı, böyle olmalı. Biz bu yolu tercih etmedik. Biz arkadaşlarımıza bir şey yanlış yaptınız derken, neden yanlış olduğunu sadece sözlü olarak değil, niye yanlış olduğunu her türlü rakamlarıyla devletin ve uluslararası rakamlarla açıklama yolunu tercih ettik. Bu 9 bin sayfa öyle çıktı.
“TOPLUM SİZDEN UMUT BEKLİYOR”
Bunu yaparken de sadece karşı taraf yanlış gerekçesi şu, karşı taraf yanlış gerekçesi bu demenin çok dışında biz iktidara geldiğimizde ne yapacağımızı anlattık en önemli unsur bu.
Eğer siz hep tenkit ediyor, hep ortamdaki kara bulutları anlatıyorsanız topuna umut vermiyorsanız iyi bir şey yapmıyorsun demektir. Çünkü bu toplum artık bıçak kemiğe dayanmadı, kemiğin içine girmiş sizden umut bekliyor. Dolayısıyla biz iktidara geldiğimizde ne yapacağımızı ülkeye nasıl para kazandıracağımızı anlattığımız kitaptır bu, milli kaynak paketleri.
Sonra siyasette bir başka kural daha vardır. Bu kitabı yazar kendinize saklarsınız, kimsenin haberi olmaz, habire söylersiniz biz gelince bunu yapacağız, eğer kimse bunu bilmiyorsa ne yapacağınızı projeksiyonlarınızı bilmiyorsa, iddialarınız kendinizle menkuldür. Biz bir tür meydan okuduk. Bütün bu kitapları bütün partilere de dahil olmak üzere b bu kitapları gönderdim.
Bütün gazetecilere gönderdik. Birçok televizyonda bunları da anlattık. Daha da ötesi bunların muhalefet partileri tarafından takip edildiğini gördük. Allah için sayın Kılıçdaroğlu'na da ben de teşekkür ederim. Ne zaman göndersek bir teşekkür mektubu yazmıştır. Akşener teşekkür mektubu yazmıştır. Devlet Bahçeli bizzat aramıştır. Bu tür şeyler nezakettir. Bir şey taktim ediyorsunuz yani devlet hepimizin. Biz bu ülkenin çocuklarıyız. İster ben kullanayım, istersen kullan diyorsun biz bunu yaptık. Her kim isterse hangi televizyonda isterse tartışmaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Hala da her programımıza meydan okuyoruz biz. AK Parti niye yanlış yaptığını anlatıyoruz.
Enerji politikasını anlatıyor, tarım politikasının, hayvancılık politikasının yanlışlıklarını anlatıyoruz. Dolayısıyla bu kitap o açıdan önemli. Sonra bir diğer kitap hazırladık arkasından ülke sorunları ve çözümlerimiz diye. Eğer siz ülke sorunları sorunlarımız söylüyor, çözümlerini söylemiyorsanız hata yapıyorsunuz demektir. Neden problem diyorsun, memnun olduğumuz bir şey 36 konu yazdık, 4 tanesini AK Parti şu anda işleme soktu.
Mesela biz dedik ki Su Bakanlığı kurulmalıdır, şu gerekçelerle açıkladık. Kurma kararı aldılar. Kenevir olayı, bir bitkiyi Türkiye'den yok ettiniz. Yeniden ekin alanları açın diye gerekçelerini anlattık. 250'nin üzerinde kullanılma alanı var böyle bir bitkiyi Türkiye'den yok etmişleri şimdi 17-18 tane şehrimizde tekrar ekme kararı verdiler. Aydal, kitabın içeriğindeki diğer konulara da değindi.
Programın ardından Aydal, ilçeden ayrıldı.