Vatan Partisi Maltepe İlçe Başkanlığı’ndan Kamuoyuna Duyurulur

Vatan Partisi Maltepe İlçe Başkanlığı’ndan Kamuoyuna Duyurulur!

 

Değerli Maltepeliler,

 

NATO/ABD tertibi 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün 7. yıldönümünde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini meclisin onayına taşıması ve Ukrayna’nın üyeliğiyle NATO’nun doğuya doğru genişlemesine yönelik girişimleri desteklemesi, başta ülkemiz olmak üzere kuzey komşumuz ve stratejik ortağımız Rusya ile birlikte Avrasya’daki tüm yakın ve uzak komşularımızı, eskisinden de şiddetli bir tehdit altına sokacaktır. NATO’nun genişlemesine destek olmak, bu desteğin karşılığında Avrupa Birliği’nden ve Atlantik ötesinden birtakım avantajlar elde edeceğimizin hayaline kapılmak ve bu hayali sanki gerçekleşmiş büyük bir başarı ve zafer olarak halkımıza anlatmak yalanların en büyüğüdür, gaflet içinde olmaktır.

 

Son 20 yılda başımızdan geçen olaylara bakıldığında ve süreç analiz edildiğinde, ABD/NATO ve AB tarafından vatanımıza dayatılanları aşağıdaki maddelerde özetleyebiliriz:

 

1-) Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde ikinci İsrail olacak olan bağımsız bir Kürt Devleti’nin kuruluşuna izin vermemiz istenmektedir. PKK ve DAEŞ aracılığıyla ülkemizde bombalar patlatılmış, katliamlar yapılmış, yılgınlık ve teslimiyet ruhu oluşturulmak istenmiştir. Ayrıca Güneydoğu bölgesinde özerk bir Türkiye Kürdistan’ı kurulması ve orta vadede Türkiye Kürdistan’ı ile ikinci İsrail’i birleştirme planları ortaya çıkmıştır.

2-) Etnik, mezhepsel ve her türlü cinsel kimliklere özgürlük tanınması ve bu özgürlüklerin anayasada “İstanbul Sözleşmesi” ile korumaya alınması, batı medeniyetinin kültür emperyalizmi baskısı altında ve sözde demokratikleşme adına dayatılmaktadır. Küçük alt kimliklere bölünmek ve bu kimliklere bir üst kimlik muamelesi yapmak, üniter devlet vatandaşlığı gibi bir üst kimliği, T.C. vatandaşlığını zaman içinde gereksiz hale getirir, geleneksel aile yapımızı bozar, böylece emperyalizm ve onunla çıkar birliği içindeki gayri milli unsurlar bize rahatça bölebilir. Uyuşturucu ve her türlü keyif verici maddenin belli alanlar içinde özgürce kullanılmasına izin verilmesine yönelik post-modern liberal eğilimler, gençlerimizin sağlıklı düşünmesini engelleyecek ve kolaylıkla milli olmayan güçlerin tesiri altına girmesine neden olacaktır.

 

3-) Mavi Vatan’ın güvenliğinden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı peşinde koşmaktan vazgeçmemiz istenmektedir. Vazgeçmezsek Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Gürcistan, Bulgaristan, Romanya, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde kurulan ABD/NATO askeri üsleriyle dört bir yandan çevirdikleri vatanımızla, AB desteğini de alarak savaş açma olasılıklarını saklı tutmaktadırlar.

 

4-) Kendi silah sanayimizi geliştirmemiz, tarım ve hayvancılığımızı tekrar ayağa kaldırmamız engellenmiştir ve hala engellenmeye çalışılmaktadır. Ekonomik kalkınmada ve teknolojik gelişmede küresel iş bölümünün sadece bize biçtiği alanlarda yoğunlaşmamız istenmekte, maliyet ve verimlilik açısından henüz boy ölçüşemediğimiz alanlarda üretim yapmamız istenmemektedir. Bu yaklaşımla henüz üretemediğimiz ve dışa bağımlı olduğumuz hiçbir şeyi üretemeyiz.

 

5-) Ülkemizin bulunduğu coğrafi bölgenin kendi kontrolümüz ve bağımsız kararlarımız altında olması istenmemektedir. Bağımsız bir Türkiye değil, bağımlı ve kendi kararlarını uygulayamayan bir Türkiye ABD/NATO ve AB için çok daha güvenilir ve tercih edilir. Çünkü tercihlerinin dayanağı hem jeopolitik hem de siyasi bir gerçeğe dayanmaktadır. Çıkarlarımız uyuşmamaktadır.  Sözde müttefiklerimiz 

açısından Türkiye, NATO ve AB’nin vazgeçilmez çıkarlarının olduğu bir ülkedir. Bu çıkar, Türkiye’nin çıkarlarından çok daha önemli ve hayatidir. Bu sebeple Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rusya, Çin, İran ve diğer bölge ülkeleriyle ve bunlara ilaveten Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri ile kurduğumuz uluslararası ilişkiler, ABD, NATO ve AB’nin çıkarlarıyla ters düşmemelidir ve bu koşul her fırsatta bize hatırlatılmaktadır.

 

6-) İsveç ve zamanı geldiğinde Ukrayna’nın NATO’ya girişine karşılıksız onay vermemiz, gerekirse Rusya ile ön cepheden savaşa girmemiz, böylece Montrö Anlaşmasının da fiilen geçerliliğini yitirmesi hedeflenmektedir. Kısaca kendi çıkarımızı düşünmeyi kendimize değil, NATO/ABD ve AB’ye bırakmamız istenmektedir. Böylece bölgede yalnızlaşan Türkiye, başta ucuz petrol ve doğal gaz temini olmak üzere ihtiyacı olan stratejik hammadde temininde güçlükler yaşayacak ve AB-ABD tarafına daha bağımlı bir hale gelecektir.

 

Yüce Türk Milleti,

 

15-16 Temmuz 2016’da bir ABD/NATO yapılanması olan gladyoyu silahlı mücadele ile kan dökerek, can vererek temizleyen, ayaklarının altına alan Türkiye’nin tekrar sürecin en başına dönmesine yol açacak her girişim gaflettir, delalettir hatta hıyanettir.

 

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, vatanımıza yöneltilen bu açık tehdidi anlatarak, Gazi Meclisimizin Milletvekilleri ’ne aşağıdaki açık çağrıyı yapmakta ve İsveç’in NATO üyeliğine “Hayır” oyu verilmesinin bağımsızlığımız ve gönencimiz için vazgeçilmez önemde olduğu hususunda her kesimi uyarmaktadır:

 

Sayın Milletvekillerine açık çağrı:

 

Türkiye'ye tehditlerin kaynağı ABD ve NATO'dur. NATO'nun genişlemesi, Türkiye'ye tehditleri ağırlaştırır.

 

Gazi Meclis'in üyelerine düşen, Hükümet'in İsveç'in NATO üyeliğine verdiği onaya karşı çıkmak, "Hayır" oyu vermektir.

 

60 yıllık Avrupa Birliği üyelik masallarını gündeme getirmek, AB üyeliği karşılığında İsveç'e onay verildiğini belirtmek millete açıkça yalan söylemektir.

 

Milletvekillerimiz bu yalanlara kanmamalı, Türkiye'yi Batı kapısına bağlayan bütün zincirleri kırıp atmalıdır.

 

12 Eylüller, 15 Temmuz'lar tekrarlanmasın diye,

Uğur Mumcular, Eşref Bitlisler katledilmesin diye,

Çorumlar, Maraşlar, Sivaslar yaşanmasın diye,

FETÖ'ler örgütlenemesin diye,

PKK'nın kökü kazınsın diye,

 

NATO'ya 'Hayır' oyu verin. Milletin vekillerinden beklentisi budur.

 

Doğu Perinçek

Vatan Partisi Genel Başkanı