Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Büyük Buluşma

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 16 Maddelik Büyük Buluşma Çağrısı: - Herkesi bu konuda göreve davet etmek benim siyasal sorumluluğumdur

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, birçok STK, vakıflar, sendikaların katıldığı "Büyük Buluşma"da konuştu. 16 maddelik çağrıda bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, STK'lardan destek istedi. Son olarak anayasa tartışmasına değinen Kılıçdaroğlu, "Sorun darbe yasasından kaynaklanıyor. Darbe hukukunu bütünüyle ele alacağız" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla "Türkiye'nin Geleceği İçin Büyük Buluşma" çağrısı toplantıda konuştu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

1. Yargı bağımsızlığını savunarak. Bir ülkede yargı bağımsız ve tarafsız değilse, demokrasi askıya alınmıştır. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Adalet mülkün temelidir. Adaleti yıktığınız anda o ülkeyi yok etmiş olursunuz.

Bütün bunların nedeni darbe hukukudur. Darbe hukuku toplumu bugüne taşıdı. 12 Eylül sonrası DGM'ler kuruldu. Hem sivil, hem askeri mahkemeler. Sonra adını değiştirdiler özel yetkili mahkemeler dediler, sonra sulh ceza hakimlikleri dediler. Birilerinden talimat alıp yerine getiren bir hukuk sistemi oluşturuldu. Birisi Anayasa Mahkemesi kararına uymam diyor. Anayasa sayesinde yukarıya çıkmış bir kişinin Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum demek ne demektir? Çok farklı bir kişilik. Bu tür kişilikler ülkeleri felakete götürür. Hitler'in anılarına bakın, yaktıklarına bakın; şimdi aynı model Türkiye'de hayata geçirilmek isteniyor. Yargı hepimizin can ve mal güvenliği demektir. Can ve mal güvenliğini kaldırığınız andan itibaren kaosa hizmet edersiniz. Makul şüphe ile gözaltına almak. 21. yüzyılın Türkiyesinde adaletten söz ediyorum. Yargı bağımsızlığını savunacağız.

2. Konu medya özgürlüğü. Medya özgür değilse, o toplum özgür değildir. Buna izin vermememiz lazım. Medya çağdaş devletlerde dördüncü güçtür. Bu ayağı kaldırırsak, sağlıklı haber alma kaynaklarımız kapanmış olur. Gazeteler kapanıyor, uydudan çıkarılıyor televizyonlar.

Anayasa'nın 28. maddesi diyor ki, basın hürdür, sansür edilemez. Daha ne desin. Basın hür mü hayır, sansür ediliyor mu evet. Neye göre yapılıyor, darbe yasalarına göre yapılıyor.

3. Milletin vekillerini millet seçsin. Lider sultasına son vermemiz lazım. Ön seçime gideceğiz, millet kendi vekillerini seçecek, kendi iradesini parlamentoya gönderecek. Milletvekili özgür iradesini kullanamıyor. Yürütmenin arka bahçesine dönüşmüş, siyasi iradesi olmayan bir güç. Bu TBMM, Kurtuluş Savaşı'nı yürütmüş bir meclistir.

4. Milli irade TBMM'ye tam yansımalı. Yüzde 10 seçim barajını askerler koymuş. Bunu savunan darbecilerdir. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı Meclis'e gelsin. Farklı düşüncelere ortam hazırlamalıyız.

5. Yurt dışı seçim çevresi oluşturulmalı. 5 milyondan fazla vatandaşımız var. Onların sorunlarını Türkiye'deki vatandaşlar dile getiriyor, niçin? Oradan da milletvekili TBMM'ye gelmeli ve sorunlarını dile getirebilmeli.

6. Düşünceyi açıklama özgürlüğü. İnsan aklı, 21. yüzyılda en stratejik madde olarak bilinir. Olağanüstü bir olayla karşı karşıyayız. Eğitimle biz insan aklının daha nitelikli çalışmasını isteriz. Düşünceyi açıklama özgürlüğü toplumun gelişmesinin temek dinamiğidir. Anayasanın 26. maddesinde herkes düşünce ve kanaatlarını tek başına, veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir diyor. Aydınlar bir bildiri yayımladılar neredeyse idam sehpasını göstereceklerdi. Düşünceyi eleştirebilirsin, katılmayabilirsin ama yasak kabul edilemez.

7. Toplantı ve gösteri hakkı. İnsanlar neden gösteri yapar, seslerini duyurmak için. Meydanlar insanlar düşüncelerini özgürce açıklasın diye vardır. Anayasa'nın 34. maddesi, herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Şimdi 2 kişi yan yana yürüyemiyor. Geldiğimiz noktaya bakın, darbeciler bile bunlardan daha iyiydi.

8. Üniversitelerin özerk olması. Özgür ve özerk olmalı. Bilimsel, idari ve mali özerklik olmalı. Gençler üniversite yönetiminde söz sahibi olmalı. Bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretmiyorsa, o ülkenin gelişme şansı olmaz. Bilgi üretmesi için her türlü düşüncenin özgürce tartışılmalı. YÖK belasından da kurtulmak lazım.

9. Örgütlenme özgürlüğü. Bir toplum örgütlenemiyorsa, sendikalar, STK'lar, vakıflar bir araya gelemiyorsa o ülkede demokrasi olmaz. Bir ülkede ne kadar çok STK varsa, o ülkede demokrasi o kadar güçlü demektir. Anayasa madde 51, sendika kurma hakkında hiç kimse sendikaya üye olmaya ya da ayrılmaya zorlanamaz diyor. Taşeron işler sendika kurabiliyor mu? Bunlar darbe dönemi yasalarıdır. Darbe yasalarının değişmesi lazım.

10. Siyasette ahlak. Siyasetçi en az güven veren konumunda. Yolsuzluk, malı götürme, yandaşa ihale onda. Siyasi ahlak yasası mutlaka çıkmalı, siyaset kirli olmamalı. Anayasanın 12. maddesi görev ve sorumluluk diyor. Ankara'da bomba patladı 102 çocuğumuz hayatını kaybetti, kimse sorumluluk almadı. Çalışmıyor bu madde, çünkü siyasette ahlak yerlerde sürükleniyor.

11. Güçlü bir sosyal devlet. Eğer Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir sosyal devleti inşa edebilirse, gerçek anlamda demokrasiyi inşa etmiş oluruz, sosyal devlet çok önemlidir. Anayasa'nın 60. maddesinde herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir der. Lütuf değil, haktır. İşsizliği, yoksulluğu gidermek zorundasın. Vatandaş bu hakkının farkında değil. STK'lara, sendikalara iş düşüyor. Sosyal devlet üreten devlet demektir. İşsizliği, yoksulluğu ortadan kaldıran ülke demektir. Türkiye bilgi toplumunu yakalamak zorunda. 2002'de Türkiye nüfusunun yüzde 1'i tüm servetin yüzde 39'una sahipti. Bugün toplam servetin yüzde 54,3'üne sahip. Biz refah devletini güçlü kılmazsak, önemli adımlar atamamış oluruz.

12. Doğa haklarına saygı. Bütün canlılara saygı gösteren bir siyasal anlayışı Türkiye'ye getirmek zorundayız. Anayasa'nın 56. maddesinde, herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir diyor. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesi önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir diyor. Taksim'i düşünün. Cerattepe Artvin. Doğayı savunuyorlar.

13. Kanun önünde eşitlik. Bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir. Anayasa madde 10: Herkes kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bunun yaşama geçmede yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanıyamaz diyor.

14. Toplumsal barış. Biz Osmanlı'dan devraldığımız bir ülkeyiz. Dördüncü bir devrime hazırlanmak zorundayız. Bir arada özgürce yaşamalıyız. Barışımız dinamitlenmiş durumda. Kürt sorununun çözümü demokraside yatıyor. Adres TBMM'dir. Baştan söyledik, tuttuğunuz yol yanlış dedik. Baştan bizi dinleselerdi böyle bir sorun ortaya çıkmayacaktı. Ülkenin bir tarafı kan gölüne dönmüşse, huzur gelmez, bu en çok terör örgütünün işine gelir. Kan akıtmak teröre hizmettir. Herkesi kucaklamak zorundayız.

15. Organ mahkemesine ihtiyaç var. Güçler arasında bir uyuşmazlığı çözecek bir mahkemeye ihtiyaç var.

16. Türkiye'yi Ortadoğu batağından çıkarmak zorundayız. Yeter artık. Yurtta barış, dünyada barış neyimize yetmiyor? Ortadoğu halkları Türkiye gibi olmak istemiştir. Tüm İslam dünyasının örnek ülkesiyken, İslam dünyasının düşmanı haline geldik.

Diyorlar ki anayasa yapalım. Bu darbe anayasasıdır, özgürlükçü bir anayasa yapalım. Sayın Davutoğlu'na mektup yazdım. Sorun darbe yasasından kaynaklanıyor. Darbe hukukunu bütünüyle ele alacağız, Anayasa'nın ilk dört maddesi bizim için vazgeçilmezdir. Biz parlamentoda olduğumuz sürece arzu ettikleri düşüncelerin hiçbirisini gerçekleştiremeyecekler.

Özetle biz, birinci sınıf demokrasi, halkına hesap veren siyaset, temiz siyaset istiyoruz, güçlü bir sosyal devlet istiyoruz. Çocuklarımızın en nitelikli eğitim aldığı bir Türkiye istiyoruz. Tasada ve kıvançta bir olmak istiyoruz. Herkesin sokakta özgürce gezdiği bir Türkiye istiyoruz. Bağımsız ve tarafsız bir yargı istiyoruz. Biz tek cümleyle insanca yaşamak istiyoruz. Türkiye'nin yarı açık cezaevine dönmesini istemiyoruz. Taleplerimi aktardım STK'lara, sendikalara, vakıflara... Düşünlerimiz, dünya görüşlerimiz farklı olabilir ama asgari müşterekleri olan bir toplum olmalıyız. Biz haklıyız, kendimizi değil; ülkemizi, çocuklarımızı, torunlarımızı düşünüyoruz