KURULTAY DELEGESİ OLARAK neden MUHARREM İNCE

Basına ve Kamuoyuna ve Sevgili Dostlarıma ,

Ben Dilfiraz Özcan, Sivas doğumlu, 2 evladını üniversitede okutmak için mücadele vermiş bir kadınım. Ülkemdeki milyonlarca kadın gibi, sıradan bir hayat sürdüm ve bu sıradanlığımla hep onur duydum. Alevi, yoksul bir ailenin kızı olarak dünyaya geldiyseniz, size düşen görev, çocuklarınız ve ailenizi korumaktır. Bende ailem içim, bir ömür, direndim, gayret sarf ettim. Allah’a inanan bir kişi olarak, öbür dünyaya götürecek hiçbir şeyim yok. Çocuklarıma bırakacağım en büyük miras, gururlu ve onurlu sürdüğüm hayatım olacak.

Evet Dostlarım, arkadaşlarım,

Ben hayatım boyunca CHP’de çalıştım, oy verdim ve partimi destekledim. Ecevit ilk göz ağrım oldu. Ecevit,’ radyoda dinlediğim zaman, Binlerce yıldır, bu topraklarda sürülmüş, ezilmiş, yok sayılmış Alevi toplumunun bir parçası olarak kendimi daha güçlü hissettim. 1989 yılında Erdal İnönü ile İstanbul’un neredeyse tamamını kazandığımızda, sevinçten gece uyuyamadım. Bu sadece partimin kazanmasına olan sevinç değildi, bir anne olarak çocuklarımın geleceğine olan güvencimin artmasıydı. 1989 yılından sonra, parti büyüklerimizin ve bizlerin hatası ile biz ülkemizi, karanlık güçlere teslim ettik. Yetmiş yıllık, Cumhuriyet birikimimiz sessiz ve sinsice yok oluyordu.

Genel Başkanımız, sayın Kılıçdaroğlu’nu bir Genel Başkan’ın ötesinde, bir abi, bir arkadaş, ülkemizin aydınlık yüzü olarak görüyorum. Kemal Bey Genel Başkan seçildiği zaman, ilk defa bir Alevi,  bu topraklarda ülkeye umut oluyordu. İlk defa bir Alevi, duruşuyla, tavrıyla milyonları peşinde sürüklüyordu. Anadolu topraklarının baskıya, zulme karşı başlattığı en önemli isyanlardan biri olan Gezi Direnişi, Kılıçdaroğlu’nun  cesareti sayesinde ülkemize ve dünyaya ortak yaşamın, sevginin ve kardeşliğin mesajını verdi. Çocuklarımız, Taksim’de gaz ve polis şiddetine maruz kalırken, Kadıköy’deki mitingimizi iptal edip, yüz binlerce CHP’li ile Taksime Yürüyerek Taksimi ve Geziyi, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP özgürleştirdi. Çözüm süreci, bugün hala sürüyorsa Kemal Bey’in olumlu tavrı sayesindedir.

Evet Sevgili Arkadaşlarım,

Tüm bu olumlu işlere karşın eksik giden, olmayan, tutmayan bir şeyler var. Örneğin, Cumhuriyet tarihimizde ilk defa halk oyu ile Cumhurbaşkanı seçmenin heyecanı yaşamak isterken, 12 yıldır ülkeyi soyanlardan hesap sormak için fırsat yakalamışken, önderimiz, genel başkanımızın önerisiyle, aday yapılan, bize ve değerlerimize uzak birini desteklemek zorunda kaldık. Genel Başkan’ım risk aldığını söylüyordu, iyi niyetle bunu yaptığına olan inancım tam ancak seçim sonrası bile adayın doğru aday olduğunu iddia etmesi ve pişmanlık yaşamaması beni ve ailemi çok incitti.

Evet Dostlarım,

Bu günden sonra, siyasetten hiçbir beklentim yok. Tek derdim, ülkemin barış içinde, huzur içinde bir ülke haline gelmesi. Cahil aklımla bunun yegane yolunun CHP iktidarı olduğunu düşünüyorum. 5/6 eylül tarihlerinde, 2015 yılında partimizi iktidara taşıyabilecek kadroların seçileceği bir kurultay var. Ancak öyle bir manzara var ki, siyaset profosyonelleri ve tacirleri 2015 haziran seçimine değil, 2015 temmuz kurultayına hazırlanıyor. Kimse 2015 yılında nasıl iktidar oluruz, kiminle yüksek oy alırız diye düşünmüyor. 2019 yılında kadar AKP kadrolarının ülkeyi yönetecek olması bu kişileri korkutmuyor. Ancak ben korkuyorum, çocuklarım için korkuyorum, Kurultayda seçime girmeden, seçimin sonucunun ilan edilmesi beni korkutuyor. Demokrasi ve emek adına siyaset yapıyoruz diyenlerin, Genel Başkanı tartışılmaz bir kişi haline getirmeleri beni korkutuyor.

Gönül isterdi ki, sevdiğimiz Genel Başkanımız bu seçime girmeyip, partimizin önünü açacak genç bir adayı işaret etmeliydi. Hayatım boyunca, güçlünün yanında olmadım. Bugünde olmayacağım. Ben Genel Başkanım’ın güvendiği Grup başkanvekili Muharrem İnce’yi, partimizin genel başkanı olarak görmek istiyorum.

Neden mi?

Yerel seçimler esnasında Maltepe’de Muharrem Bey konuşurken, insanların gözündeki heyecanı gördüm, coşkuyu gördüm. Televizyonda Muharrem Bey konuşurken çevremin nasıl mutlu olduğunu gördüm.  Kasabım, manavım, bakkalım, Muharrem Beyi desteklememi istiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Erdoğan’a oyunu vermiş olan komşum bile, Muharrem  Bey Genel Başkan olursa, CHP’ne oy vereceğini söylüyor.

Bir alevi olarak, Kemal Kılıçdaroğlu ile gurur ve onur duyuyorum. Yurdumuzun her yerinde, milyonlarca Sünni yurttaşımızın Kılıçdaroğluna nasıl sahip çıktığını görüyorum. Biz aleviler için, bundan daha büyük mutluluk ve onur olamaz. Ben bir Alevi Derneği yöneticisi olarak, Muharrem İnce'yi desteklemekten büyük şeref duyuyorum. Yüzlerce yıldır, bu ülkeyi karşılıksız seven bizlere bugün de tarihi bir görev düşüyor. Ülkemizin birliği ve dirliği için 2015 yılında partimizi iktidara taşımak. Meselemiz, Kemal Bey, Muharrem Bey meselesi değildir. Meselemiz, ülkemin aydınlık yarınlarına sahip çıkmaktır.

Sevgili dostlarım, sizlerin içindeki insan sevgisini biliyorum. Bir Alevi olarak, neden Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemediğimi soruyorsunuz. Bana sitem ediyorsunuz. Bizim mahallemizden böyle baskıların gelmesi beni gerçekten derinden üzüyor. Sizlerin tüm iyi niyetli, telkinlerinize rağmen, 2015 yılında CHP’ni iktidar yapabilecek, Muharrem Beyi destekleyeceğim.  Kararımın arkasındayım. Vermiş olduğum kararın, ülkem için hayırlı olmasını dilerim.

 

Dilfiraz Özcan

CHP İstanbul Kurultay Delegesi

document.getElementById("Leyout101").style.display="none";portachiavi alviero martini michael kors uk mcm bagpack michael kors handbags sale hollister onlineshop mcm backpacks louboutin soldes mcm purses outlet alviero martini toms wedges sale