Maltepe'de 3 Milyonluk Banka Soygunu Davası
Maltepe'de bir banka şubesinde banka müdiresini silahla tehdit ederek hesabına 3 milyon TL havale yaptıran Ramazan Kenan Albayrak'ın yargılanmasına başlandı.
Bugünkü duruşmada müşteki olarak dinlenen banka müdiresi Bahar Hallaçoğlu ve özel güvenlik görevlisi Devran Şeker sanıktan şikayetçi olmadıklarını söylediler.
Olayda sanığın hesabına yatırılan 3 milyon TL'nin tamamını iade aldıklarını söyleyen bankanın Avukatı da sanıktan şikayetçi olup olmadıklarını, genel müdürlük ile yapacağı görüşmeden sonra beyan edeceğini söyledi.
Sorgusu yapılan sanık, olay günü silahını alarak sahile indiğini belirterek, "Maksadım intihar etmekti ancak yapamadım" beyanına karşılık Mahkeme Başkanı, "İntihar etmemişsin, buradasın işte" diyerek, sanıktan olayı anlatmasını istedi.
İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında, tutuklu sanık Ramazan Kenan Albayrak ve Avukatı duruşmada hazır bulundu. Sanığın borcuna karşılık hesabına havale ettiği 30 bin lirayı iade etmediği için tutuksuz yargılanan Gül Öz ve avukatı da duruşmaya katıldı. Olayın meydana geldiği bankanın avukatı ile şubenin müdiresi Bahar Hallaçoğlu ve özel güvenlik görevlisi Devran Şeker de duruşmaya müşteki sıfatı ile katıldılar.
Sorgusu yapılan tutuklu sanık Ramazan Kenan Albayrak, "Olay günü uyuşturucu falan kullanmamış olduğum halde kendimde değildim" dedi. 5-6 aydır maddi sıkıntı yaşadığını söyleyen Albayrak, "Yaşadığım bu maddi sıkıntı nedeniyle bunalıma girmiştim. Eşime dostuma karşı bir utancım vardı. Ben olay gününden iki gün önce intihar etmeye karar vermiştim, ama yapamadım. Olay günü evde bulunan silahımı aldım, sahile gittim. Maksadım intihar etmekti, ancak yapamadım" dedi.
'İNTİHAR ETMEMİŞSİN, BURADASIN İŞTE...'
Bu sırada araya giren Mahkeme Başkanı, "İntihar etmemişsin, buradasın işte. Onun bir yararı yok ki sana. Bana da yararı yok. Bankadaki olayı anlat bize" uyarısında bulundu.
Bu uyarı üzerine olayı anlatmaya başlayan Albayrak şöyle konuştu:
"Olay günü banka müdürünün odasına girdim. Hesabıma 3 milyon lira aktarmasını söyledim. O parayla da borçlarımı kapatacaktım. 3 milyon lira aktardı. Ben de cep telefonumla bu parayı alacaklılarımın hesabına aktardım. Silahı çıkarıp masaya koymuştum. Kimliğimi de masaya koydum. Daha sonra güvenlik görevlisi Devran Şeker içeri girdi. Kendisine 'kahramanlık yapma' dedim. Sanırım silahı müşteki Devran'a doğrulttum. Silahına davranmasın diye silahını aldım, kendi silahımla birlikte belime koydum. Daha sonra müşteki Bahar 'bayılmak üzereyim' dedi. Daha sora güvenlik görevlisi ile birlikte Baharı dışarı çıkardık. Polisler kapıdaydı. Polislere teslim oldum. Ben silahı hiç kullanmadım. Bankanın zararını giderdim. Pişmanım" dedi.
Sanığın silah zoruyla hesabına geçirdiği 3 milyon lirasının havale ettiği 30 bin lirayı iade etmediği için tutuksuz sanık olarak yargılanan Gül Öz'ün de savunması alındı. Sanıktan alacaklı olduğu için bu parayı hesabına bu havalenin yapıldığını söyleyen Öz, "Ben daha önce kredi çektim. Sanığa kullanıp bana kar payı ödemesi için verdim. 1.5 yıl bana ödeme yaptı. 30 bin lira çekmiştim. Ben borcumu henüz kapatamamıştım. 22 bin lira borcum kalmıştı. Ben de sanığa paramın aslını vermesini ve krediyi kapatacağımı söyledim. Olay günü bankadaki hesabıma sanık tarafından 30 bin lira havale edildi. Çekmek için şubeye gittim. Memur hesabın blokeli olduğunu söyledi, müdürle konuştum. Müdür, 'bu kızın alengirli işlerle işi olmaz' diyerek hesabımdaki blokeyi kaldırttı. Ben de bu parayı çekip başka bankadaki kredi borcumu kapattım" dedi.
MÜDİRE VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ ŞİKAYETÇİ OLMADI
Silah zoruyla sanığın hesabına 3 milyon lira havale yapan şube müdürü Bahar Hallaçoğlu da müşteki sıfatı ile ifade verdi. Olay günü tutuklu olan sanığın odasına girdiğini, kendisinden kağıt kalem istediğini belirterek, "Kağıda bir hesap numarasını yazdı, önüme bıraktı. Silahını belinden çıkararak bana doğrulttu ve yazdığı hesabına 3 milyon liranın yatırılmasını istedi. Personele de talimat verdim havale yaptırdım. Bu sırada şubede çalışan memurlar olayı fark ederek panik butonuna basınca dışarıya polis geldi. Sanık bazı şahısların hesabına cep telefonu ile internet üzerinden havale yapmaya başladı. O sırada güvenlik görevlisi Devran Şeker içeri girdi. Sanık silahını bırak dedi, müşteki güvenlik görevlisi silahını bıraktı. Ben fenalaşınca sanığa dışarıya çıkmak istediğimi söyledim. Sanık da bana zarar vermeyeceğini, son işlemi tamamlayınca dışarı çıkacağımızı söyledi. İşlemi tamamlayınca ben sanık ve güvenlik görevlisi birlikte dışarıya çıktık. Ben geriye içeriye döndüm. Sanık polise zorluk çıkarmadan teslim oldu. Şahsım adına şikayetçi değilim" dedi.
Söz alan bankanın Avukatı Hilal Filiz Duman Kayakök, sanığın eşinin diğer sanık Gül Öz tarafından iade edilmeyen 30 bin lirayı bankaya ödediğini, diğer paraları da hesaplara bloke koyarak iade aldıklarını belirterek, sanığın eyleminden dolayı alacaklarının kalmadığını söyledi. Avukat Kayakök, genel müdürlük ile görüştükten sonra sanıktan şikayetçi olup olmayacakları yönünde beyanda bulunacaklarını söyledi.
Güvenlik görevlisi Devran Şeker de müşteki sıfatı ile dinlendi. Olayı anlatan Devran Şeker, sanıktan şikayetçi olmadığını söyledi.Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Ramazan Kenan Albayrak'ın 27 Nisan 2017 tarihinde Maltepe'de bir banka şubesine gittiği, silahla müdire Bahar Hallaçoğlu'nu tehdit etmek suretiyle hesabına 3 milyon TL havale yaptırdığı belirtiliyor.
Şüpheli Albayrak'ın çevresine yüksek miktarda borcu olduğu bilgisine yer verilen iddianamede, silah zoruyla hesabına havale ettirdiği 3 milyon liranın 1 milyon 330 bin lirasını borçlu olduğu kişilere havale ve eft ile transfer ettiği kaydedildi.
İddianamede, Albayrak'ın silah zoruyla hesabına geçirdiği 3 milyon liranın 30 bin lirasını borcuna karşılık transfer ettiği G. Ö.'nün bu parayı bankaya iade etmediği, bu nedenle sanık yapıldığı belirtildi. İddianamede sanıklardan Albayrak'ın "Nitelikli silahlı yağma", "Cebir ve tehdit etmek suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "Ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 29 yıldan 61 yıla, G.Ö.'nün de, "Suç olan eşyanın kabul edilmesi suçundan" 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.