SOĞUK GÜNLER HEPİMİZİ BEKLİYOR !

SOĞUK GÜNLER HEPİMİZİ BEKLİYOR !   Eylül. Sonbaharın başlangıcı. Mevsim özellikleriyle çok güzel geldi. Ağaçların yaprakları sarı kızıl renkte  yaz güneşinde kavrulup kurumuştu. Hafiften esen rüzgarların serinliğinde salına salına yerlere dökülüyor. Büyük emekçiler;temizlik görevlileri ,bıkmadan usanmadan,şeflerinden gelen  talimatla aralıksız süpürüyorlar. Her cadde de,her sokak aralığında bu büyük emekçileri arı gibi çalışırken görebilirsiniz. Sonbaharın sabahlarına giderek uzaklaşan güneşin parlaklığına pırıl pırıl temiz uyanıyor kentler. Maltepe... İşte böyle bir sonbahar mevsimine,eylül ayına ülke gerçeğiyle koyun koyuna  girdi. Bir alevi görünmeyen,ama görünmez yangını,ateşi  olan ekonomik krizin kavuruculuğunu hissetti. Pazara gitti kadınlar. Domatesin.soğanın,biberin,hıyarın,eriğin fiyatlarının neredeyse iki katına çıktığını gözleri fal taşı gibi açılarak gördü.. Zincir marketlere girdi erkeği,kadını... Emeklisi,işçisi,memuru... Bulgur,kuru fasulye,nohut,salça,hatırı sayılır fiyat artışı yapılmıştı.. Fiyat artışları eylül de açılan okulları da vurdu.. Defter,kırtasiye,servis vs. ücretleri de artmıştı.. Dumanı görünmeyen bir yangın... Bütün evlere,her kişiye değmişti neredeyse.. **** Bu iş sır olmaktan çıkmıştı. Bir kriz vardı. İster yine teğet geçecek denilsin.. İsten manipülasyon denilsin... Domino teorisi açıkça ortadaydı. İnşaat sektörü durmuştu. Sektöre bağlı sektörlerde  teoride olduğu gibi durmuştu. Bunun sonucu kapanan iş yerleri,işsizlik,bunalım,yoksulluk kaçınılmazdı.. Kaçınılmazı yaşıyoruz... Daha ürkütücü olan bu kaçınılmaz sonun  kara kış mevsimi kapıya dayanıncaya kadar devam edeceği.. **** Ben pek dış politikadan anlamam.. Sizler gibi basın yayın organlarından dinlerim az biraz.. Başkanlık sistemine geçilen ülkemizde yeni sistemin nasıl olduğu,yada olması gerektiği konusunda kimse  net konuşmuyor. Biten sistem neydi? Yerine gelen sistem ne? Kimse gerçeği anlatmıyor. Sanki 4.Murat"ın atının öldüğünü söyleyenin kellesinin gitmesi gibi. Kimse söylemiyor. Söylemiyor ama... Cumhurbaşkanımız bir Rusya ya. Putin"e.. Bir Amerika "ya. Trump"a gidiyor.. O zaman ne yapıyoruz. Bizde, söylemiyoruz.... *** Söylemiyoruz ama alıntı yapıyoruz. Benim üstadım Kdz.Ereğli"de Yeni Ufuk Gazetesinden Sina Çıladır şöyle diyor:   "Bundan 50 yıl önce alanlarda bağırırdık: “Yankee go home (Amerikalı evinedön).” Elleri palalı mollaların yanıtı gecikmezdi: “Moskova’ya Moskova’ya !” Boğazdan geçen ABD 6.filosunu kıble yapıp namaz kılanlar bile vardı o tarihlerde… Peki şimdi kim gidiyor Moskova’ya ?! Mollaların uyanması için aradan elli yıl geçti!.. Türk solunun kafası çalışanları yine de mollalarla aynı çizgide değil… Çünkü gerçek solcular biliyor ki, Rusya da, Çin de, artık kapitalizmin tahribatına uğramış ülkeler; bu yüzden onlara tam teslimiyet de, Türkiye’nin başına ciddi belalar sarar… Hep yazıyorum: Doğru çizgi, Batı’nın sultasından kurtulmuş, komşularıyla iyi geçinen, ama bağımsızlığından ödün vermeyen Türkiye çizgisidir…" Üstad Sina Çıladır işte.. Çok yaşasın! Soğuk günler hepimizi bekliyor! Ben bi şey demedim.. MELEK KÖSELERDEN