Can Dündar ve Erdem Gül cezaevinden çıktı

YEREL YÖNETİMLER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.02.2016 - 08:34, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:30 2236+ kez okundu.
 

Can Dündar ve Erdem Gül cezaevinden çıktı

Can Dündar ve Erdem Gül cezaevinden çıktı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesinin “hak ihlali” kararının ardından, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tahliyesine hükmetti. Can Dündar ve Erdem Gül, 92 gün sonra saat 03.20 sıralarında cezaevinden tahliye edildi. İşlemlerinin ardından Dündar ve Gül, beyaz bir minibüsle cezaevinden çıktı. Cezaevi önünde iki gazeteciyi eşleri Dilek Dündar, Aslı Işık Gül, çocukları, Dündar’ın annesi Öznur Dündar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli, gazeteci yazar Nebil Özgentürk, akrabaları, meslektaşları ve arkadaşları alkışlarla karşıladı. Kalabalığın arasında kalan Dündar, “İçeriye geri mi dönsek” diyerek espri yaptı. Ardından yakınlarına sarılarak hasret giderdi. Silivri Cezaevi önünde açıklama yapan Can Dündar, sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğum gününü kutlayarak başladı. Dündar, “Kusura bakmayın sizi bu saate kadar beklettik. Aslında bizi bekletenlerin asıl niyeti. 25′inden 26′sına günün dönmesiydi. Bugün biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı’nın doğum günü 26′sı. Kendisinin doğum gününü kutluyoruz. Ve böyle bir tahliye kararıyla da kutlamaktan mutluluk duyuyoruz. Biz evlilik yıldönümümüzde girmiştik. Bizi içeri attırmıştı diyelim. Biz de yaş gününde kendisine bir doğum günü armağanı vermek istedik” diye konuştu. “BİZİM ÖDEDİĞİMİZ BEDEN TÜRKİYE’DE GAZETECİLERİN ÖDEDİĞİ BEDELİN YANNINDA BİR HİÇTİR” Tarihi bir karar olduğunu söyleyen Can Dündar, “Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü kararı sadece bizi değil bütün meslektaşlarımızın basın özgürlüğünün ifade özgürlüğünün önünü açmıştır hakikaten saraya tabi olmayan bir yargı kurumu saraya tabi olmayan bir medyanın önünü açacak çok tarihi bir karar verdi. Bizim ödediğimiz beden Türkiye’de gazetecilerin ödediği bedelin yanında bir hiçtir. 3 ay yattık bundan şikayet edecek değiliz. Bu kadar içerde yatan gazeteci bu kadar bunun bedelini ödemiş insanlar varken… Bakın cebimdeki mendil Abdi İpekçi’den gelen mendil. Kızının gönderdiği mendil. Bu meslek bu haberleri yayınlayabilme adına basın özgürlüğü adına ölüm bedelleri ödedi. Onun için bizimki onun yanında bir hiç. Ama dünyaya ses verebildik direndik. Sizler sayesinde dik durduk sonuç aldık. Gördüğünüz gibi bize her türlü iftirayı her türlü tehdide rağmen bugün karşınızda o haberleri savunabilecek noktaya geldik” dedi. “KÜÇÜCÜK BİR ÇADIRIN KOSKOCA BİR SARAYI DİZE GETİREBİLECEĞİNİ GÖRDÜK BURADA” Konuşmasına teşekkür ederek devam eden Dündar, “Öncelikle o küçücük çadırdan bize umut aşılayan umut nöbetçilerimize teşekkür etmek istiyoruz. Küçücük bir çadırın koskoca bir sarayı dize getirebileceğini gördük burada. Bununla gurur duyuyoruz. Gazetemiz her dakika arkamızda durdu. Gazetedeki arkadaşlarımıza avukatlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Vekiller hiç bizi yalnız bırakmadı. Sizlere ilginizden dolayı teşekkür ediyoruz. En önemlisi ailemiz, eşlerimiz hep yanımızda oldular, çocuklarımız annelerimiz koşturdular bizler için. Ceza infaz kurumu çalışanları çok iyi davrandılar bize keza jandarma çok iyi davrandı bize” dedi. “ARKAMDA GÖRÜĞÜNÜZ BU TOPLAMA KAMPI MÜZE OLANA KADAR…” İçeri girerken bir tek şey dilediğini belirten Dündar sözlerine şöyle devam etti: “O bizi buraya tıkan nefret öfke, bizim içimize salmasın. Bizi zehirlemesin. Ve biz zehirlenmeden çıktık. Kin duymuyoruz. öfke duymuyoruz ama mücadele etmeye çok kararlıyız. Eskisinden daha yüksek bir sesle kendimizi savunmaya devam edeceğiz henüz bitmedi. Biz tahliye olduk ama davamız devam edecek. Bur bir basın özgürlüğü davasıdır. Biz çıktık 30′u aşkın meslektaşımız içerde, diliyorum ki bu karar onların da yolunu açacaktır onların da mücadelesinin takipçisi olacağız sonuna kadar. Arkamda gördüğünüz bu toplama kampı müze olana kadar hepimiz basın özgürlüğü ifade özgürlüğü adına mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğiz” “UMUT NÖBETİ DEVAM ETMELİ” Cezaevindeki diğer gazeteci arkadaşlarının kendileri çıkarken “Bizi unutmayın” dediğini ifade eden Dündar, “Diiliyorum ki bu karar onların çıkışına da vesile olacaktır. Umut Nöbeti devam etmeli. Türkiye’deki bütün haksızlıklara karşı biz gücümüzü göstermeliyiz. Bu birliktelik bu dayanışma Türkiye’nin önünü açacaktır. Yaratılmaya çalışılan o kindarlık kutuplaşma havasını işte bu demokraisi ve özgürlük rüzgarı olacaktır. Bunun iyi bir başlangıç olmasını diliyorum ben” dedi. “ANKARA’DA YARGIÇLAR VARMIŞ” Alınan bu karardan diğer yargıçların da paylarına düşeni almaları gerektiğini açıklayan Dündar, ” Ankara’da yargıçlar varmış, bundan haberdar olduk ve çok sevindik. Dilerim bütün Türkiye’de bu yargıçların bu kararından diğer yargıçlar da paylarını alırlar ve bugüne kadar verdikleri bu haksız kararlardan dolayı da utanç duyarlar” “BAŞBAKANIN VE CUMHURBAŞKANININ NUSRA’YLA SURİYE’YE GİRİŞ KONUSUNDA SÖYLEDİKLERİ İTİRAFLAR, ASLINDA HABERİMİZİN NERDEYSE KANITINI TEŞKİL ETTİ” Yapılan haberlerde Türkiye’nin nereye sürüklendiğinin görüldüğünü dile getiren Dündar, “Yaptığımız haberde de Türkiye’nin nereye sürüklendiğini bütün Türkiye gördü. Uyarmaya çalıştığımız şey buydu; ülkenin bir bataklığa saplanma tehlikesine karşı dikkat çekme görevini yerine getirdik. Türkiye, ne yapmaya çalıştığımızı herhalde şimdi daha iyi anlamaya çalışıyor. Keşke o haber zamanında gizlenmeseydi, Türkiye bu bataklıktan uzak kalabilseydi. Bunu da bugünkü tahliyemizin bir armağanı sayıyoruz. Başbakanın ve Cumhurbaşkanının Nusra’yla Suriye’ye giriş konusunda söyledikleri itiraflar, aslında haberimizin nerdeyse kanıtını teşkil etti. Bütün Türkiye olup biteni görüyor. O yüzden doğru yaptığımıza inanıyoruz ve doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı. “SİLİVRİ CEZAEVİNDEN MEZUN OLDUK” Eşi ve annesiyle sarılarak hasret gideren Can Dündar, duygulu anlar yaşadı. Dündar, “Silivri üniversitesinden mezun oluyoruz gazeteci olarak. Küçük bir hapishaneden büyük hapishaneye geçiyoruz. Ülkemize hoşgeldik” esprisini yaptı. “Bu iyi bir başlangıç olacak, biz çok umutluyuz. Yani Türkiye’de bir şeylerin değişmeye başladığını herkes yavaş yavaş daha çabuk görecek. Biz, aldığımız mektuplardan, insanların dayanışma duygusundan, çok umutlu olarak çıkıyoruz burdan. Bizi yıldırmaya çalıştılar, yalnız bırakmaya çalıştılar; hiç yalnız kalmadık, hiç yılmadık. Susturmak istediler; hiç susmadık, yazmamamızı istediler; hep yazdık. Bu böyle devam edecek, göreceksiniz bu mücadele bir süre sonra sonuç verecek” diye konuştu.
Can Dündar ve Erdem Gül cezaevinden çıktı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesinin “hak ihlali” kararının ardından, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tahliyesine hükmetti. Can Dündar ve Erdem Gül, 92 gün sonra saat 03.20 sıralarında cezaevinden tahliye edildi. İşlemlerinin ardından Dündar ve Gül, beyaz bir minibüsle cezaevinden çıktı. Cezaevi önünde iki gazeteciyi eşleri Dilek Dündar, Aslı Işık Gül, çocukları, Dündar’ın annesi Öznur Dündar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli, gazeteci yazar Nebil Özgentürk, akrabaları, meslektaşları ve arkadaşları alkışlarla karşıladı. Kalabalığın arasında kalan Dündar, “İçeriye geri mi dönsek” diyerek espri yaptı. Ardından yakınlarına sarılarak hasret giderdi. Silivri Cezaevi önünde açıklama yapan Can Dündar, sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğum gününü kutlayarak başladı. Dündar, “Kusura bakmayın sizi bu saate kadar beklettik. Aslında bizi bekletenlerin asıl niyeti. 25′inden 26′sına günün dönmesiydi. Bugün biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı’nın doğum günü 26′sı. Kendisinin doğum gününü kutluyoruz. Ve böyle bir tahliye kararıyla da kutlamaktan mutluluk duyuyoruz. Biz evlilik yıldönümümüzde girmiştik. Bizi içeri attırmıştı diyelim. Biz de yaş gününde kendisine bir doğum günü armağanı vermek istedik” diye konuştu. “BİZİM ÖDEDİĞİMİZ BEDEN TÜRKİYE’DE GAZETECİLERİN ÖDEDİĞİ BEDELİN YANNINDA BİR HİÇTİR” Tarihi bir karar olduğunu söyleyen Can Dündar, “Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü kararı sadece bizi değil bütün meslektaşlarımızın basın özgürlüğünün ifade özgürlüğünün önünü açmıştır hakikaten saraya tabi olmayan bir yargı kurumu saraya tabi olmayan bir medyanın önünü açacak çok tarihi bir karar verdi. Bizim ödediğimiz beden Türkiye’de gazetecilerin ödediği bedelin yanında bir hiçtir. 3 ay yattık bundan şikayet edecek değiliz. Bu kadar içerde yatan gazeteci bu kadar bunun bedelini ödemiş insanlar varken… Bakın cebimdeki mendil Abdi İpekçi’den gelen mendil. Kızının gönderdiği mendil. Bu meslek bu haberleri yayınlayabilme adına basın özgürlüğü adına ölüm bedelleri ödedi. Onun için bizimki onun yanında bir hiç. Ama dünyaya ses verebildik direndik. Sizler sayesinde dik durduk sonuç aldık. Gördüğünüz gibi bize her türlü iftirayı her türlü tehdide rağmen bugün karşınızda o haberleri savunabilecek noktaya geldik” dedi. “KÜÇÜCÜK BİR ÇADIRIN KOSKOCA BİR SARAYI DİZE GETİREBİLECEĞİNİ GÖRDÜK BURADA” Konuşmasına teşekkür ederek devam eden Dündar, “Öncelikle o küçücük çadırdan bize umut aşılayan umut nöbetçilerimize teşekkür etmek istiyoruz. Küçücük bir çadırın koskoca bir sarayı dize getirebileceğini gördük burada. Bununla gurur duyuyoruz. Gazetemiz her dakika arkamızda durdu. Gazetedeki arkadaşlarımıza avukatlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Vekiller hiç bizi yalnız bırakmadı. Sizlere ilginizden dolayı teşekkür ediyoruz. En önemlisi ailemiz, eşlerimiz hep yanımızda oldular, çocuklarımız annelerimiz koşturdular bizler için. Ceza infaz kurumu çalışanları çok iyi davrandılar bize keza jandarma çok iyi davrandı bize” dedi. “ARKAMDA GÖRÜĞÜNÜZ BU TOPLAMA KAMPI MÜZE OLANA KADAR…” İçeri girerken bir tek şey dilediğini belirten Dündar sözlerine şöyle devam etti: “O bizi buraya tıkan nefret öfke, bizim içimize salmasın. Bizi zehirlemesin. Ve biz zehirlenmeden çıktık. Kin duymuyoruz. öfke duymuyoruz ama mücadele etmeye çok kararlıyız. Eskisinden daha yüksek bir sesle kendimizi savunmaya devam edeceğiz henüz bitmedi. Biz tahliye olduk ama davamız devam edecek. Bur bir basın özgürlüğü davasıdır. Biz çıktık 30′u aşkın meslektaşımız içerde, diliyorum ki bu karar onların da yolunu açacaktır onların da mücadelesinin takipçisi olacağız sonuna kadar. Arkamda gördüğünüz bu toplama kampı müze olana kadar hepimiz basın özgürlüğü ifade özgürlüğü adına mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğiz” “UMUT NÖBETİ DEVAM ETMELİ” Cezaevindeki diğer gazeteci arkadaşlarının kendileri çıkarken “Bizi unutmayın” dediğini ifade eden Dündar, “Diiliyorum ki bu karar onların çıkışına da vesile olacaktır. Umut Nöbeti devam etmeli. Türkiye’deki bütün haksızlıklara karşı biz gücümüzü göstermeliyiz. Bu birliktelik bu dayanışma Türkiye’nin önünü açacaktır. Yaratılmaya çalışılan o kindarlık kutuplaşma havasını işte bu demokraisi ve özgürlük rüzgarı olacaktır. Bunun iyi bir başlangıç olmasını diliyorum ben” dedi. “ANKARA’DA YARGIÇLAR VARMIŞ” Alınan bu karardan diğer yargıçların da paylarına düşeni almaları gerektiğini açıklayan Dündar, ” Ankara’da yargıçlar varmış, bundan haberdar olduk ve çok sevindik. Dilerim bütün Türkiye’de bu yargıçların bu kararından diğer yargıçlar da paylarını alırlar ve bugüne kadar verdikleri bu haksız kararlardan dolayı da utanç duyarlar” “BAŞBAKANIN VE CUMHURBAŞKANININ NUSRA’YLA SURİYE’YE GİRİŞ KONUSUNDA SÖYLEDİKLERİ İTİRAFLAR, ASLINDA HABERİMİZİN NERDEYSE KANITINI TEŞKİL ETTİ” Yapılan haberlerde Türkiye’nin nereye sürüklendiğinin görüldüğünü dile getiren Dündar, “Yaptığımız haberde de Türkiye’nin nereye sürüklendiğini bütün Türkiye gördü. Uyarmaya çalıştığımız şey buydu; ülkenin bir bataklığa saplanma tehlikesine karşı dikkat çekme görevini yerine getirdik. Türkiye, ne yapmaya çalıştığımızı herhalde şimdi daha iyi anlamaya çalışıyor. Keşke o haber zamanında gizlenmeseydi, Türkiye bu bataklıktan uzak kalabilseydi. Bunu da bugünkü tahliyemizin bir armağanı sayıyoruz. Başbakanın ve Cumhurbaşkanının Nusra’yla Suriye’ye giriş konusunda söyledikleri itiraflar, aslında haberimizin nerdeyse kanıtını teşkil etti. Bütün Türkiye olup biteni görüyor. O yüzden doğru yaptığımıza inanıyoruz ve doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı. “SİLİVRİ CEZAEVİNDEN MEZUN OLDUK” Eşi ve annesiyle sarılarak hasret gideren Can Dündar, duygulu anlar yaşadı. Dündar, “Silivri üniversitesinden mezun oluyoruz gazeteci olarak. Küçük bir hapishaneden büyük hapishaneye geçiyoruz. Ülkemize hoşgeldik” esprisini yaptı. “Bu iyi bir başlangıç olacak, biz çok umutluyuz. Yani Türkiye’de bir şeylerin değişmeye başladığını herkes yavaş yavaş daha çabuk görecek. Biz, aldığımız mektuplardan, insanların dayanışma duygusundan, çok umutlu olarak çıkıyoruz burdan. Bizi yıldırmaya çalıştılar, yalnız bırakmaya çalıştılar; hiç yalnız kalmadık, hiç yılmadık. Susturmak istediler; hiç susmadık, yazmamamızı istediler; hep yazdık. Bu böyle devam edecek, göreceksiniz bu mücadele bir süre sonra sonuç verecek” diye konuştu.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve katilimcimaltepe.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.