Kurtuluş reçetesi Atatürk'ün iktisat politikasıdır

SİYASİ PARTİLER 29.11.2021 - 23:35, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:30 1173+ kez okundu.
 

Kurtuluş reçetesi Atatürk'ün iktisat politikasıdır

Memleket Partisi Sözcüsü Gaye Usluer'den çarpıcı açıklamalar: "Kurtuluş reçetesi Atatürk'ün iktisat politikasıdır" Memleket Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Gaye Usluer, “Mustafa Kemal Atatürk’ün iktisat politikası yani denge politikası bugün Türkiye’nin kurtuluş reçetesinin ta kendisidir” dedi.
Kurtuluş reçetesi Atatürk'ün iktisat politikasıdır   Memleket Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Gaye Usluer, “Mustafa Kemal Atatürk’ün iktisat politikası yani denge politikası bugün Türkiye’nin kurtuluş reçetesinin ta kendisidir” dedi.  Memleket Partisi Genel Başkan Vekili ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Gaye Usluer, partisinin Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Memleket Partisi Basın Toplantı Odası’nda gerçekleşen toplantıda Usluer, eğitimden ekonomiye, siyasi partiler kanunundan partisinin ekonomik kurtuluş reçetesine kadar birçok konuya değindi.  EĞİTİM ŞURALARI SONUÇ VERMEDİ Konuşmasına 20. Milli Eğitim Şurası’na değinerek başlayan Usluer, “1-3 Aralık tarihleri arasında, sarayda 20. Milli Eğitim Şurası toplanacak, adını da eğitimde fırsat eşitliği koymuşlar. Eğitim şuralarını çok önemsiyoruz. Ne yazık ki 19 yıllık AKP hükümetlerinde, eğitim şuraları ne eğitimde istenen sonuçları ne de eğitim emekçilerinin beklediği sonuçları veremedi” dedi.  AKP İKTİDARIN EĞİTİM YAMALI BOHÇAYA DÖNDÜ Hükümetin eğitim politikasını eleştiren Usluer, “AKP iktidarında şuraların araçsallaştırıldığını gördük. Kendi vermek istedikleri eğitimi meşrulaştırmak için şuraları araç olarak kullandılar. AKP iktidarında yamalı bohçaya dönen eğitim özetle; bilim dışı, anti – demokratik, dinci ve ticari bir eğitim tarzıdır. Fırsat eşitliği önemlidir. Eğitime hak temelli yaklaşım esas olmalıdır” diye konuştu.  İKTİDAR YOLUN SONUNA GELMİŞTİR 2021 yılının pandeminin ekonomi üzerine olan etkilerinin yoğunlaştığı bir yıl olduğunu dile getiren Usluer, “Türkiye’nin ekonomik krizle girdiği ve derin ekonomik buhranla devam eden pandemi sürecini hükümet yanlış politikaları nedeniyle yönetemez konuma geldi. Yüksek kur, dizginlenemeyen enflasyon iktidarın oluşturduğu yanlış politikaların sonucudur. İktidar yolun sonuna gelmiştir. Ülke ekonomisi faiz, kur, enflasyon üçgenine sıkışmış durumda ve derin ekonomik buhran, yönetilemezlik ülkenin esas konularını oluşturmaktadır” dedi. TÜRK LİRASINI DEĞERSİZLEŞTİRDİLER Sözlerine, “Ben ekonomistim diyen sayın Cumhurbaşkanı ve ekonomist olduklarını ileri sürerek sayın Cumhurbaşkanına danışmanlık eden kişiler, düşük faiz politikası, geniş kredi ödemeleri ve tüm bunlarla canlandırılmaya çalışılan inşaat sektörüyle uğraştılar” diyerek devam eden Usluer, “Türk lirasını değersizleştirdiler, ihracatı artırmayı hedeflediler. Ancak ithalata bağlı sanayisi olan ülkemizde sanayimiz neredeyse üretimi durma noktasına geldi” diye konuştu. VATANDAŞ ÇARESİZ VE ÖFKELİ Türkiye’nin önümüzdeki aylarda birçok gereksinimini üretemez bir ülke haline geleceğine yönelik endişeleri dile getiren Usluer, “Bugün dünya ülkeleri arasında Türkiye’nin risk birimi artıyor, yabancı yatırımcı için güven kaybı giderek büyüyor. Yerli sermaye yurtdışına kaçıyor. Yerli sermaye yurtdışına kaçma yollarını araştırıyor. Yükün tamamını omuzlayan vatandaş, çaresiz ve giderek büyüyen bir öfke içinde. Halk derin yoksulluktan kendisini kurtaracak bir kurtuluş reçetesi bekliyor” dedi.  NEYİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ Usluer, “TÜİK enflasyonu yüzde 19 olarak gösteriyor ama 2022 yılı için vergi ve harçlara yüzde 36.2 oranında zam yapıldı. Siz enflasyonu yüzde 19 gösterip, vergi ve harçlara yüzde 36.2 oranında zam yapıyorsanız acaba gerçek enflasyon yüzde 39’lara mı dayandı? Neyi gizlemeye çalışıyorsunuz” diyerek sözlerine devam etti.  EN AZ YÜZDE 50 ORANINDA MAAŞ ARTIŞI SAĞLANMALIDIR Usluer, “Başta açlık sınırı altında olan asgari ücretliler olmak üzere tüm ücretlilere ve emeklilere en az yüzde 50 oranında maaş artışı sağlanmalıdır. 21. yüzyıl Türkiye’si ekmek kuyruklarının, benzin kuyruklarının, unun, şekerin, yağın rakamsal olarak sınırlanarak ulaşabildiği bir ülke. Saray gözünü kulağını tıkamış, koltuğunda kalma direnci içinde. Sarayın adamları alay eder gibi diyorlar ki ‘porsiyonları küçültün, soğan yiyin, köprüye çıkın duble yolları izleyin’ Yani saçmalıyorlar” dedi.  HALK KURTULUŞ REÇETESİ BEKLİYOR Hükümetin iktidarda kalabilme yollarını aradığını dile getiren Usluer,  “Vatandaş kendi kurtuluş reçetesini arıyor. AKP iktidarı ise ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ diyerek kendi iktidarının kurtuluş yolunu arıyor. Sokakta bir telaş var. Sokaktaki telaş vatandaşın kurtuluş telaşı. EYT’liler sokakta, kadınlar sokakta, içşi, emekli, sağlık personeli sokakta. Ne diyor bu ülkede emeğinin karşılığını arayan herkes, biz haklarımızı istiyoruz diyorlar. Halk kurtuluş reçetesi beklerken bu iktidar gitsin de yerine kim gelirse gelsin demiyor. Halk ben düzen muhalefeti istemiyorum. Benim derdime derman olacak; benim sorunlarımı çözecek yeni bir düzen istiyorum diyor” diye konuştu. SİYASİ PARTİLER YASASI DEĞİŞMELİDİR Muhalif partilerin halka kurtuluş reçetesi sunmak için öncelikle siyasi partiler yasasını değiştirmeleri gerektiğini dile getiren Usluer, “İktidar kalmak, muhalefet iktidar istiyor. Son sözü halk söyleyecek. Sokaktaki sese kulak vermezsek, seçim barajını sıfırlamazsak, siyasi partiler yasasını değiştirmezsek, söylenen demokrasi vaatlerinin sadece vaat olarak kalacağını, değişen düzenin yeni gelenin düzeni olacağını rahatlıkla görebiliyoruz” dedi. KURTULUŞ REÇETESİ ATATÜRK’ÜN İKTİSAT POLİTİKASIDIR  Memleket Partisi’nin kurtuluş reçetesini açıklayan Usluer, “Mustafa Kemal Atatürk’ün iktisat politikası yani denge politikası bugün Türkiye’nin kurtuluş reçetesinin ta kendisidir. Yüzyıl önce ülkeyi kurtaran, yeni Türkiye Cumhuriyetini kuran o deha denge politikası ile Türkiye’nin kalkınma hedeflerini açıklamıştı. Nedir bunlar?  Türk lirasının değerini koruyan anti-enflasyonist para kredi politikalarına bir an önce geri dönülmelidir. Gerçek kamu kaynaklarına denk bütçe politikası oluşturulmalıdır. Devalüasyonsuz dış ticaret politikası oluşturulmalıdır. Son olarak ulusal kaynakların etkin kullanımını sağlayan planlı kalkınma modeline acilen geri dönülmelidir” diye konuştu.
Memleket Partisi Sözcüsü Gaye Usluer'den çarpıcı açıklamalar: "Kurtuluş reçetesi Atatürk'ün iktisat politikasıdır" Memleket Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Gaye Usluer, “Mustafa Kemal Atatürk’ün iktisat politikası yani denge politikası bugün Türkiye’nin kurtuluş reçetesinin ta kendisidir” dedi.

Kurtuluş reçetesi Atatürk'ün iktisat politikasıdır

 

Memleket Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Gaye Usluer, “Mustafa Kemal Atatürk’ün iktisat politikası yani denge politikası bugün Türkiye’nin kurtuluş reçetesinin ta kendisidir” dedi. 

Memleket Partisi Genel Başkan Vekili ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Gaye Usluer, partisinin Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Memleket Partisi Basın Toplantı Odası’nda gerçekleşen toplantıda Usluer, eğitimden ekonomiye, siyasi partiler kanunundan partisinin ekonomik kurtuluş reçetesine kadar birçok konuya değindi. 

EĞİTİM ŞURALARI SONUÇ VERMEDİ
Konuşmasına 20. Milli Eğitim Şurası’na değinerek başlayan Usluer, “1-3 Aralık tarihleri arasında, sarayda 20. Milli Eğitim Şurası toplanacak, adını da eğitimde fırsat eşitliği koymuşlar. Eğitim şuralarını çok önemsiyoruz. Ne yazık ki 19 yıllık AKP hükümetlerinde, eğitim şuraları ne eğitimde istenen sonuçları ne de eğitim emekçilerinin beklediği sonuçları veremedi” dedi. 

AKP İKTİDARIN EĞİTİM YAMALI BOHÇAYA DÖNDÜ
Hükümetin eğitim politikasını eleştiren Usluer, “AKP iktidarında şuraların araçsallaştırıldığını gördük. Kendi vermek istedikleri eğitimi meşrulaştırmak için şuraları araç olarak kullandılar. AKP iktidarında yamalı bohçaya dönen eğitim özetle; bilim dışı, anti – demokratik, dinci ve ticari bir eğitim tarzıdır. Fırsat eşitliği önemlidir. Eğitime hak temelli yaklaşım esas olmalıdır” diye konuştu. 

İKTİDAR YOLUN SONUNA GELMİŞTİR
2021 yılının pandeminin ekonomi üzerine olan etkilerinin yoğunlaştığı bir yıl olduğunu dile getiren Usluer, “Türkiye’nin ekonomik krizle girdiği ve derin ekonomik buhranla devam eden pandemi sürecini hükümet yanlış politikaları nedeniyle yönetemez konuma geldi. Yüksek kur, dizginlenemeyen enflasyon iktidarın oluşturduğu yanlış politikaların sonucudur. İktidar yolun sonuna gelmiştir. Ülke ekonomisi faiz, kur, enflasyon üçgenine sıkışmış durumda ve derin ekonomik buhran, yönetilemezlik ülkenin esas konularını oluşturmaktadır” dedi.

TÜRK LİRASINI DEĞERSİZLEŞTİRDİLER
Sözlerine, “Ben ekonomistim diyen sayın Cumhurbaşkanı ve ekonomist olduklarını ileri sürerek sayın Cumhurbaşkanına danışmanlık eden kişiler, düşük faiz politikası, geniş kredi ödemeleri ve tüm bunlarla canlandırılmaya çalışılan inşaat sektörüyle uğraştılar” diyerek devam eden Usluer, “Türk lirasını değersizleştirdiler, ihracatı artırmayı hedeflediler. Ancak ithalata bağlı sanayisi olan ülkemizde sanayimiz neredeyse üretimi durma noktasına geldi” diye konuştu.

VATANDAŞ ÇARESİZ VE ÖFKELİ
Türkiye’nin önümüzdeki aylarda birçok gereksinimini üretemez bir ülke haline geleceğine yönelik endişeleri dile getiren Usluer, “Bugün dünya ülkeleri arasında Türkiye’nin risk birimi artıyor, yabancı yatırımcı için güven kaybı giderek büyüyor. Yerli sermaye yurtdışına kaçıyor. Yerli sermaye yurtdışına kaçma yollarını araştırıyor. Yükün tamamını omuzlayan vatandaş, çaresiz ve giderek büyüyen bir öfke içinde. Halk derin yoksulluktan kendisini kurtaracak bir kurtuluş reçetesi bekliyor” dedi. 

NEYİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ
Usluer, “TÜİK enflasyonu yüzde 19 olarak gösteriyor ama 2022 yılı için vergi ve harçlara yüzde 36.2 oranında zam yapıldı. Siz enflasyonu yüzde 19 gösterip, vergi ve harçlara yüzde 36.2 oranında zam yapıyorsanız acaba gerçek enflasyon yüzde 39’lara mı dayandı? Neyi gizlemeye çalışıyorsunuz” diyerek sözlerine devam etti. 


EN AZ YÜZDE 50 ORANINDA MAAŞ ARTIŞI SAĞLANMALIDIR
Usluer, “Başta açlık sınırı altında olan asgari ücretliler olmak üzere tüm ücretlilere ve emeklilere en az yüzde 50 oranında maaş artışı sağlanmalıdır. 21. yüzyıl Türkiye’si ekmek kuyruklarının, benzin kuyruklarının, unun, şekerin, yağın rakamsal olarak sınırlanarak ulaşabildiği bir ülke. Saray gözünü kulağını tıkamış, koltuğunda kalma direnci içinde. Sarayın adamları alay eder gibi diyorlar ki ‘porsiyonları küçültün, soğan yiyin, köprüye çıkın duble yolları izleyin’ Yani saçmalıyorlar” dedi. 

HALK KURTULUŞ REÇETESİ BEKLİYOR
Hükümetin iktidarda kalabilme yollarını aradığını dile getiren Usluer, 
“Vatandaş kendi kurtuluş reçetesini arıyor. AKP iktidarı ise ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ diyerek kendi iktidarının kurtuluş yolunu arıyor. Sokakta bir telaş var. Sokaktaki telaş vatandaşın kurtuluş telaşı. EYT’liler sokakta, kadınlar sokakta, içşi, emekli, sağlık personeli sokakta. Ne diyor bu ülkede emeğinin karşılığını arayan herkes, biz haklarımızı istiyoruz diyorlar. Halk kurtuluş reçetesi beklerken bu iktidar gitsin de yerine kim gelirse gelsin demiyor. Halk ben düzen muhalefeti istemiyorum. Benim derdime derman olacak; benim sorunlarımı çözecek yeni bir düzen istiyorum diyor” diye konuştu.

SİYASİ PARTİLER YASASI DEĞİŞMELİDİR
Muhalif partilerin halka kurtuluş reçetesi sunmak için öncelikle siyasi partiler yasasını değiştirmeleri gerektiğini dile getiren Usluer, “İktidar kalmak, muhalefet iktidar istiyor. Son sözü halk söyleyecek. Sokaktaki sese kulak vermezsek, seçim barajını sıfırlamazsak, siyasi partiler yasasını değiştirmezsek, söylenen demokrasi vaatlerinin sadece vaat olarak kalacağını, değişen düzenin yeni gelenin düzeni olacağını rahatlıkla görebiliyoruz” dedi.

KURTULUŞ REÇETESİ ATATÜRK’ÜN İKTİSAT POLİTİKASIDIR 
Memleket Partisi’nin kurtuluş reçetesini açıklayan Usluer, “Mustafa Kemal Atatürk’ün iktisat politikası yani denge politikası bugün Türkiye’nin kurtuluş reçetesinin ta kendisidir. Yüzyıl önce ülkeyi kurtaran, yeni Türkiye Cumhuriyetini kuran o deha denge politikası ile Türkiye’nin kalkınma hedeflerini açıklamıştı. Nedir bunlar? 
Türk lirasının değerini koruyan anti-enflasyonist para kredi politikalarına bir an önce geri dönülmelidir. Gerçek kamu kaynaklarına denk bütçe politikası oluşturulmalıdır. Devalüasyonsuz dış ticaret politikası oluşturulmalıdır. Son olarak ulusal kaynakların etkin kullanımını sağlayan planlı kalkınma modeline acilen geri dönülmelidir” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve katilimcimaltepe.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.