Şimdi Ders Olur Mu İzmir Depremi?
Kusurlu yaptıkları binalara onlarca aileyi yerleştiren müteahhitler gerekli cezayı alacaklar mı? Yoksa Gölcük depremi sonrası yaşananlar mı yaşanacak yine? İzmir depremi için açılacak davaları yıllarca takip etmemiz gerektiğini, geçmişi biraz karıştırınca siz de anlayacaksınız.
Araştırın, 1999 Gölcük depreminde müteahhitlere ve teknik sorumlulara tam 2 bin 100 dava açıldı. Bu davaların çoğu Cezaların Ertelenmesi ve Şartla Salıverme Yasası ile cezasız sonuçlandı. Davaların bir kısmında ise sanıklara verilen cezalar ertelendi.
Üstüne 7.5 yıllık zaman aşımı süresi konuldu ve yargılanmamak için firar eden müteahhitlerin davaları zaman aşımından düştü.
Daha yakın bir tarihe bakalım. 2011 Van depreminden bahsediyorum. 39 kişinin yaşamını yitirdiği Sevgi Apartmanı'nın müteahhitleri için bu sene beraat kararı verildi.
Dosyanın avukatlarından Efkan Bolaç karar için, "Bu cinayetle ilgili verilen beraat kararı, toplum vicdanında ciddi bir yara olmuştur.” ifadelerini kullandı.
Öyle ki daha bu sene yaşanan Elazığ depreminde de aynı hikâyeyi izleyeceğiz. Kusurlu binalar, ölen insanlar, açılan soruşturmalar, sonra davalar ve tahliyeler...
Şimdi de İzmir depremi… Artık ders olmasın mı İzmir Depremi?
Yapılan düzenlemelerle ve alınan kararlarla adeta önlemler alınıyormuş GİBİ yapılıyor. Bakınız, 1 Ocak 2019’da “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkındaki Yönetmelik” yenilenerek tekrar yürürlüğe girdi. Yönetmelik, yeni yapılan veya henüz tamamlanmamış binalar için geçerliydi.
Tıpkı 2007 yılında da değiştirilerek yürürlüğe giren yönetmelik gibi.
Peki, yönetmeliklerden önce yapılan kusurlu binaların tespiti hala olmayacak mı? Kusurlu yapılan binaların cezasını vatandaş ödemeden önce kim ödeyecek?
Anlayacağınız ben bu hikâyede de değişen bir şey görmüyorum. Zaten olası depremlerden bu kadar korkulması da yaşanan vahim durumu destekler nitelikte.
Fay hattı üzerinde yer alan bir ülke olarak bebek adımlarıyla ilerlemek yerine sıçrama yapılmalı. Alınan önlemler kapsamında organize bir seferberlik ile müteahhitler ve binalar acilen denetlenmeli. Gereken cezalar verilerek toplumun adalete olan güveni sağlanmalı.
Yoksa çıkan yönetmeliklerin etrafında döner dururuz ve ilk sallantıda kum gibi dağılmaya devam ederiz. Müttehitler gerekli cezayı almadıkça vicdanımızda daha çok yaralar açılır. Daha çok sözde müteahhit cezasız kalacağından korkmadan mesleğe devam eder. Asıl yıkılansa adalet olur.