CHPNİN ÜZERİNDEN SEÇİM GEÇTİ
Her beş senede bir yapılan, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleimizi yaptık vatana millete
hayırlı olsun. 2002 Kasım ayından beri iktidarı elinde bulunduran AKP ve Tayyip Erdoğan seçimlerin
tekrar galibi oldu. Meclis çoğunluğunuda elinde bulundurmaya devam etti.
52 ye 48 oranlar ile Tekrardan Bana göre Anayasaya aykırı bir şekilde 3. Kez Cumhurbaşkanı
seçilmiştir. Devletin tüm olanakları adına seferber olduğu gibi Mülteci ve yurtdışı vatandaşları oyları
ile seçim adeta gasbedilmiştir.
Seçim sonrası eminim herkesin aklına eski manken Aysun Kayacının lafı gelmiştir. “Benim oyum
dağdaki çobanın oyu ile bir olmamalı.” Zaten katılyordum şimdi Tamamen haklı olduğu ortaya
çıkmıştır... Afganlı, Suriyeli Türkçe bilmeyen 45 ülkede oy kullanan bedava vatandaşlar.
Ailemizde iki adet istiklal savaşına katılan büyüğümüz var. Birde kıbrıs savaşında adaya paraşütle ilk
atlayan Komando çavuşu Nuri amcamın oğlu Minür abim(Allah rahmet eylesin) var. Biz Cumhuriyet
kültürünün (Köy enstitülerinin ilk mezunu öğretmen) çocuklarıyız. Şimdi bu mültecilerle oyumuz eş
değerde olması kanıma dokunuyor. Hele başka ülkede olup oy kullanılması kanıma dokunuyor.
Birde seçim esnasında gözlerim ile şahit oldum,AKP elinde listelerle çalışıyor. Sosyal yardım alan
vatandaşların çoğu AKP üyesi. Kesinlikle Valilik, Kaymakalık ve muhtarlıklar aracılığı ile oy
kaçırmıyorlar. Zavallı muhtaç vatandaş oyunu resmen satmış oluyor. Bana göre buna acilen çare
bulunmalı böyle Demokrasi olunamaz. Kesinlikle yardım alanların yani benim vergilerimle
geçinenlerin benim çoluk çocuğumun geleceği hakkında tam karar verici olması onur kırıcı
haksızlıkdır. Böyle büyüme haksız adaletsiz büyüme olur, bu tür toplumların devamlılığı olmaz. Zaten
1980 sonrası başlayan hızla devam eden bir kültür yozlaşması var. Vatandaş çöpten besleniyor ama
muhalefeti suçluyor. Çünkü takım tutar gibi bir siyasi bilinçme içindedir...
Sözlerimden sadece iktidara veryansın anlamı çıkmasın. İktidar ne kadar adaletsiz hukuksuz ise
muhalefet bir o kadar seçimlerin kazanılmasında beceriksiz başarısız, kendi söylemlerine yenilmiştir.
Demokrasinin olmaz ise olmazı kuvvetler ayrılığı ilkesine sadık kalınmamasından doğan bireysel
demokrasi anlayışları, hukukun ayaklar altına alınmasına neden olmuştur ve muhalefet buna katkı
sunmuştur.
Sn Özalın, Anayasa bir kez delinmekle bir şey olmaz söylemi ile başlayan demokrasi sancımız,sn. Deniz
Baykalın benim demokrasi anlayışıma göre çıkışı vede sn. Erdoğanın siyasi yasağını kaldırışı ile
muhalefetin demokrasi lekesi olarak devam etmiştir. Sonrası anayasa kararlarının ciddiyetsizce
tanınmamasına, kozmik odalara girilmesine kadar gelindi. Şimdi hukuk aramak çaresizlik.
Kılıçtaroğlu gerçekten çok çalıştı diyebiliriz. Ama bu iş bireysel olmaz. Ekiple olur ve ekipte iyi takip
edilir. Maalesef bir türlü ekip ve ekipman oluşturulamıyorsa başarısızlıktır. 11 büyük şehir alınmış ve
hala parti içinde sağlıklı bir bileşim veri tabanı ağı kurulamıyor ise gerçekten yazık ve başarısızlık.
Sn Tayyip Erdoğanın Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 3. Kez katılışı şahsi demokrasi anlayışına
bırakılmıştır. Kılıçtaroğlu Tayyip Erdoğanla yarışmak istediği için fazla irdelenmemiştir, Yazıktır.
Diploma olayı ve bu 3. Kez adaylık olayıda Deniz Beyin Demokrasi vakası gibi olaylardır. Parti
anayasaya sahip çıkmamıştır.
Altılı masayı iyi yönetememiştir. Sn. Meral Akşeneri adaylığına ikna şekli yolu yanlıştır. İyi partiyede
yanlışlar vardır, yeterince kararlı bir merkez sağ partisi olamamıştı8r. Bütün bunlara rağmen 6 ay önce
başlayan PKK linç kampanyasını göremeyip (sn.Demirtaşın aday olması gibi) bir hamle
yapalamamıştır. Bu yüzden ufak partilere yem olmuştur, o partilerin manaları büyütülmüştür.
Bütün bunlara rağmen sn. Ekrem İmamoğlunu Erzurum lincine atmıştır. Hangi akıl sn. İmamoğlunu
Erzuruma gönderdi ise işte o AKP casusudur. Sonuna kadar katılıyorum İmamoğlu Değişmeyen tek
şey değişimin kendisidir demesi bundandır. Erzurum linçi kararsız bir çok AKP seçmenini kitledi bitti.
Dolayısıyla halkın mücadele gücü oldukça kırılmıştır. En fazla CHP li seçmenin. Bu son seçim diye diye
yaratılan kötü algı, tamir edilmesi zor bir tahrip yarattı. Bu affedilemez hatanın birileri faturasını
ödemeli. Bence Kılıçtaroğlu tüzük kurultayı yapıp delege bazlı değil, üye bazlı seçimleri öngören ve 3
den fazla seçilmeyi engelleyen bir tüzük bırakıp parti içi demokraside bir adım atıp siyasetini
sonlandırmalıdır. Tabii ki belediye seçim strejisi çerçevesinde parti organları büyükleri kararı olmalı.
Yerel seçimler, Cübbeli Ahmedin mi yoksa Demokrasiye inanan halkın kazanımımı olacak göreceğiz...
Ercan YÜKSEL
09-06-2023