KORKULARINIZI HAPSEDİN !
Kadın Hakları İnsan Haklarıdır. Kadına Yönelik Şiddet İnsan Hakları İhlalidir. Şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanır.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, aile içi şiddete ve kadın cinayetlerine her geçen gün daha fazla vurgu yapılan şu günlerde Türkiye’de hala üzerinde sayısız tartışma süren bir kanunu sizlerle paylaşmak istiyorum; 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”.
Peki Nedir 6284?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, OPUZ / Türkiye kararında, Nisan 1995 tarihinde başlayıp Mart 2002’ye kadar devam eden ve başvuranın annesinin öldürülmesiyle sonuçlanan olayları değerlendirmiştir. Başvuran Nahide OPUZ, evlendikten sonra 3 yıl süre ile annesi ile birlikte eşi H.O.’nun darplarına, bıçaklı saldırısına ve birkaç kez de araçla ezme girişimine maruz kalmıştır. 11 Mart 2002’de kızını yanına alarak İzmir’e yerleşmeye karar veren annesi ise yolda otobüsün önünü kesen H.O.’nun açtığı ateşle hayatını kaybetmiştir ve H.O. aleyhine 13 Mart 2002 tarihinde kamu davası açılmıştır. Annesinin öldürülmesinden sonra AİHM’e başvuran Nahide OPUZ, yetkililerce yaşam haklarının korunmadığını, annesiyle maruz kaldıkları şiddet ve tehditlere yerel makamların duyarsız kaldıklarını iddia etmiştir.
AİHM ise kararında, “H.O. tarafından uygulanan şiddetin seviyesi göz önüne alındığında, Cumhuriyet Savcılığı başvuranın 4320 sayılı Kanun’un uygulanmasını özel olarak talep etmesini beklemeden, kendi inisiyatifiyle söz konusu kanunun içerdiği tedbirleri uygulamalıydı.” diyerek kovuşturma makamlarının bazı uygulamalarının “esefle karşılandığını ve şaşkınlık içinde kalındığını” belirterek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesindeki “Yaşama Hakkı” nın, 3. maddesindeki “İşkence Yasağı” nın ve 14. maddesindeki “Ayrımcılık Yasağı” nın ihlâl edildiği sonucuna varmıştır.
OPUZ kararı ile AİHM, aile içi şiddet konusunda, gerekli tedbirleri almamak ve kadın mağduru koruyamamaktan dolayı ilk kez bir devleti (Türkiye’yi) tazminata mahkûm etmiştir.
AİHM tarafından “esefle ve şaşkınlıkla” karşılanan kötü uygulamalar neticesinde Türkiye, 4320 Sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun’un yetersizliğinden dolayı 6284 sayılı Kanun’u 8 Mart 2012 tarihinde oy birliğiyle TBMM Genel Kurulu’nda kabul etmiş ve 20 Mart 2012 tarihinde 6284 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. 6284, özü itibari ile İstanbul Sözleşmesi temel alınarak hazırlanmış bir kanundur. “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ya da bilinen adıyla “İstanbul Sözleşmesi” ise kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen bir sözleşmedir. İstanbul sözleşmesi, uluslararası insan hakları sözleşmesidir. Sözleşme, İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 121. toplantısında kabul edildiği için İstanbul Sözleşmesi olarak bilinmektedir ve Türkiye 11 Mayıs 2011’de sözleşmeyi ilk imzalayan ve 24 Kasım 2011’de parlamentosunda ilk onaylayan ülkedir.
6284 Sayılı Kanun’dan Kimler Faydalanabilir ?
6284, sadece koruma tedbirleri içeren bir kanun değildir, kanun aynı zamanda önleyici tedbirler de içermektedir. Yani, şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi altında bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takibe maruz kalan kişilerin korunması ve şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tüm tedbirleri içermektedir. 6284 sayılı Kanun ile kadınların, erkeklerin, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması amaçlanmıştır.
En önemlisi ise 6284 sayılı Kanun, evli olmayan bireyleri de korumaktadır. Yani, sevgilinizden gördüğünüz bir şiddet karşısında da, ısrarlı takip mağduru olarak tanımadığınız bir kişiye karşı da 6284 sayılı Kanun’dan faydalanabilirsiniz.
6284 Sayılı Kanun Kapsamında Şiddet Nedir ?
6284 sayılı Kanun, m.3/1-m;
“Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketler, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranış”
Yasadaki şiddet tanımı bizlere şiddetin fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik olabileceğini belirtmiştir. Yani, yasadan yararlanabilmek için illa fiziksel şiddet görmenize gerek yok, hatta şiddet görmenize dahi gerek yok, eğer bir şiddet tehlikesi altındaysanız dahi yasadan yararlanabilirsiniz.
Hakaret etmek, aşağılamak, öldürmekle, yaralamakla ya da sakat bırakmakla tehdit etmek, istenmeyen zamanlarda ve biçimlerde cinsel ilişkiye zorlamak, komşularla, arkadaşlarla, akrabalarla görüşülmesine izin vermemek, kazanılan paraya el koymak, ısrarla telefonla aramak, takip etmek gibi tüm davranışlar yasaya göre şiddettir.
6284 Sayılı Kanun Kapsamında Haklarımız nelerdir ?
Kanun kapsamında iki çeşit tedbir türüne yer verilmiştir; koruyucu tedbirler ve önleyici tedbirler.
1) Barınma Yeri (Sığınak) Talep Etme:
Barınma yeri (sığınak) talep ederken şiddet uygulayan kişinin sizi bulabileceği endişesine kapılmanıza gerek yok çünkü sığınakların adresleri gizli tutulur ve bu bilgilere siz istemediğiniz sürece kimse ulaşamaz. Bulunduğunuz şehirde ya da farklı bir şehirde sığınak talep edebilirsiniz. Şiddet durumunda en yakın Karakola, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne, Cumhuriyet Başsavcılığına, Kaymakamlığa, Valiliğe veya Aile Mahkemesine başvurabilir ve sığınma talep edebilirsiniz.
Gece yarısı ya da hafta sonu olsa dahi, karakola gittiğinizde polisin sizi en yakın sığınağa ulaştırması gerekmektedir. Eğer bölgede sığınak yoksa ya da sığınakta yeterli yer yoksa polis, sizi ivedilikle güvenli bir mekâna (otel, polis evi gibi) götürüp güvenliğinizi sağlamakla yükümlüdür. En önemli nokta ise, ŞÖNİM, Karakol, Kaymakamlık/Valilik, şiddet gören kadını sığınağa yerleştirmekle görevlidir ve bunun için herhangi bir mahkemenin kararı gerekmez.
2) Geçici Koruma (Yakın Koruma):
Eğer, şiddete uğramışsanız ya da uğrayacağınızı düşünüyorsanız dışarı çıktığınızda, işe giderken ve benzeri durumlarda size eşlik edecek bir polisin görevlendirilmesini isteyebilirsiniz. Bu talebinizi, Karakola, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne, Cumhuriyet Başsavcılığına, Kaymakamlığa, Valiliğe veya Aile Mahkemesine başvurarak iletebilirsiniz. Acil ve hemen müdahale edilmesi gereken durumlarda polis ya da jandarma yakın koruma vermekle yükümlüdür. Polis ya da Jandarma, olayı takip eden ilk iş gününde, almış oldukları kararı valilik veya kaymakamlığa onaylatabilirler. Valilik veya kaymakamlık; savcılığa ya da aile mahkemesine yönlendirmeden, size yakın koruma atanmasına karar verebilir.
3) Evden Uzaklaştırma ve Şiddet Uygulayan Kişinin Size Yaklaşmasını Engelleme:
Şiddete uğrayan ya da şiddet tehlikesi altında olan kişi; şiddet uygulayanın birlikte yaşanılan ortak konuttan uzaklaştırılmasını, kendisine yaklaşmasının engellenmesini, adresinin gizlenmesini, kimlik ve ilgili diğer bilgilerinin değiştirilmesini isteyebilir. Bu taleplerinizi, Karakola, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne, Cumhuriyet Başsavcılığına ya da Aile Mahkemesine iletebilirsiniz. Karar süresi içerisinde şiddet uygulayan kişinin, ortak konuta, mağdurun işyerine, çocuğunuz varsa çocuğunuzun okuluna ve size yaklaşması engellenir ve siz bu konutta yaşamaya devam edebilirsiniz.
Acil ve hemen müdahale edilmesi gereken durumlarda polisin, şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişiyi herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın evden uzaklaştırma yetkisi ve sorumluluğu vardır. Acil ve hemen müdahale edilmesi gereken durumlarda polis, bu yetkisini kullanmak istemez ve sorumluluğunu yerine getirmekten kaçınırsa, lütfen bu yetki ve sorumluluğu hatırlatarak şiddet uygulayan kişinin evden uzaklaştırılmasını ve size yaklaşmasının engellenmesini talep edin.
4) Şiddet Uygulayanın Silahını Polise Teslim Etmesi:
Şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişinin, bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları polise teslim etmesini talep edebilirsiniz.Şiddet uygulayan kişi, silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesini talep edebilirsiniz. Yani, bu kişi polis ya da jandarma gibi mesleği gereğince silah taşıyan biri dahi olsa silahını teslim etmesini talep etme hakkınız bulunmaktadır. Bu talebinizi, Karakola, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne, Cumhuriyet Başsavcılığına veya Aile Mahkemesine iletebilirsiniz.
5) Geçici Velayet ve Tedbir Nafakası:
Şiddet uygulayan kişi ile müşterek çocuğunuz varsa ve henüz bir boşanma davası açmamışsanız, 6284 Sayılı yasa kapsamında çocuklarınızın geçici velayetini isteme hakkına sahipsiniz. Evlilik devam ettiği sürece velayet anne ve baba tarafından ortak olarak kullanılır, ancak eşinizin size ve çocuklarınıza şiddet uygulaması durumunda, aile mahkemesi velayeti geçici olarak size verebilir. Daha öncesinde size ya da çocuklarınıza bağlanmış bir nafaka yok ise kendiniz ve çocuklarınız için doğrudan Aile Mahkemesinden nafaka talebinde de bulunabilirsiniz.
6) Geçici Maddi Yardım:
Geçici maddi yardım, şiddete uğramanız ve ardından doğacak ihtiyaçlarınızı karşılayabilmeniz adına 6284 Sayılı yasa kapsamında talep edebileceğiniz maddi yardımdır. Belediyeden, kaymakamlıktan veya valilikten para ya da eşya desteği alıyorsanız, yani bir sosyal yardım desteğiniz varsa size geçici maddi yardım verilemeyeceği kanısı yanlıştır. 6284 Sayılı yasaya göre, geçici maddi yardım diğer sosyal yardımlardan bağımsızdır ve şiddet mağduru olduğunuz için yasa kapsamında size tanınan ayrı bir haktır.
Geçici maddi yardım alırken belediyeye, kaymakamlığa veya valiliğe para ya da eşya desteği için başvurabilirsiniz ya da bu destekleri alırken aynı zamanda geçici maddi yardım başvurusunda da bulunabilirsiniz. Kanunen bunun önünde hiçbir engel yoktur. Buna ek olarak maddi yardımı sadece kendiniz için değil aynı zamanda yanınızda çocuğunuz varsa çocuğunuz için de ayrıca ödeme talep edebilirsiniz. Geçici maddi yardım talebinizi, Kaymakamlığa, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne, ASPB İl Müdürlüğü’ne ya da Aile Mahkemesine iletebilirsiniz.
7) Oturulan Eve Aile Konutu Şerhi Konulması:
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte hayatımıza dahil olan aile konutu kavramının net bir tanımı kanunumuzda yapılmamıştır ve fakat gerek maddenin gerekçesinde gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında aile konutu tanımlamalarına yer verilmiştir. Aile konutu, evlilik birliği içerisinde ailenin bir arada yaşadığı, yaşamsal faaliyetlerini devam ettirdiği taşınmazdır. 6284 Sayılı yasa kapsamında oturduğunuz evin tapusu size şiddet uygulayan eşinizin üzerine ise evlilik cüzdanınız, ikametgâh belgeniz ve kimlik fotokopinizle birlikte ilgili Tapu Müdürlüğü’ne giderek taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi konulmasını talep edebilirsiniz. Eğer evinizin aile konutu olduğu konusunda bir ihtilaf varsa ve bu nedenle Tapu Müdürlüğü talebinizi reddediyorsa, 6284 Sayılı Kanun ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun’u kapsamında Aile Mahkemesine dilekçe ile başvurarak aile konutu şerhi konulmasını talep edebilirsiniz.
Taşınmaza aile konutu şerhi konulduktan sonra, şiddet uygulayan eş aile konutunu size sormadan satamaz veya aile konutu üzerindeki haklarınızı sınırlayamaz. Böylelikle aile konutu şerhi konulan taşınmazınızdan doğacak hak ve alacaklarınızı açacağınız boşanma davası sonucunda garanti altına almış olursunuz.
8) Genel Sağlık Sigortası:
6284 Sayılı yasa kapsamında koruma kararı aldıysanız, sigortalı değilseniz ya da sigorta prim borcunuz varsa dahi sigortalı sayılırsınız. Koruma kararınızın geçerli olduğu süre boyunca, sağlık hizmetlerinden sigorta kapsamında yararlanabilir ve ilaçlarınızı sigorta kapsamında alabilirsiniz.
Örneğin, herhangi bir işte çalışmıyorsunuz ve sigortalı değilsiniz, şiddet gördünüz ve 6284 Sayılı yasa kapsamında koruma kararı aldınız ve bu koruma kararı size 2 ay süre ile verildi, bu durumda siz 2 ay süre ile sağlık hizmetlerinden sigorta kapsamında yararlanabilir ve ilaçlarınızı da yine bu sigorta kapsamında alabilirsiniz.
Hayat Kurtaran Uygulama; Kadın Acil Destek Uygulaması (KADES):
KADES, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış ve acil durumlarda sadece uygulamanın butonuna basarak resmi olarak yardım talep edebileceğiniz bir acil müdahale uygulamasıdır. Akıllı telefon kullanıcısı bir kadının, Google Play Store ya da Apple Store uygulamasından indirebileceği bu uygulamaya T.C. Kimlik Numaranızı giriyorsunuz ve size EGM tarafından bir aktivasyon kodu gönderiliyor, bu kod ile uygulamanızı aktif hale getirebiliyorsunuz. Böylelikle, telefonunuzun konum bilgisini açarak, bir tuşla 155 Polis İmdat Acil Çağrı Merkezine ulaşabilirsiniz. Yardım çağrısının yapıldığı olay yerine en yakın ekip veya devriye sevk edilerek olaya müdahale sağlanacaktır.
Dilekçenizde Ne Yazmalısınız ?
Dilekçenizde uğradığınız şiddeti tüm ayrıntılarıyla anlatmanız gerekmektedir. Dilekçenizi, Cumhuriyet Başsavcılığına, Karakola, Kaymakamlığa ya da ŞÖNİM’e verebilirsiniz. Ancak Aile Mahkemesine başvurmak doğrudan bir yol olduğu için işlemleriniz daha hızlı ilerleyecektir. Başvuru sonrası size verilen dosya numarasını mutlaka saklayın, bu dosya numarası ile başvuru sonucunuzu öğrenebilirsiniz. Başvurunuzu yaptıktan sonra kararın ivedilikle çıkması gerekmektedir. Yukarıda da belirttiğim üzere, sığınak talebiniz ve geçici koruma talebiniz için Aile Mahkemesine başvurmanız şart değildir, yani herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç duymadan da bu taleplerinizi ilgili yerlere iletebilirsiniz.
Örneğin, ŞÖNİM’e ya da karakola gidip can güvenliğinizin tehlike altında olduğunu söylemeniz ve bu isteğinizin yazılı hale getirilmesini talep etmeniz, sığınak ve geçici koruma tedbirlerinden yararlanabilmeniz için yeterlidir. Tüm başvurularınızın ve başvurularınıza verilen cevapların yazılı belgeler halinde olmasına ise çok dikkat etmelisiniz.
Verilen Karar İhlâl Edilirse Ne Yapmalısınız ?
Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile 8 Mart 2015’te elektronik kelepçe uygulamasına geçilmiştir. Şiddet uygulayan kişiler, mahkemeden alınan kararla ayak bileğine elektronik kelepçe takılarak izlenebilmektedir.
Elektronik kelepçeler, Elektronik İzleme Merkezi’nden 7 gün 24 saat takip edilmektedir. Mağdur ile şiddet uygulayan kişi arasında asgari bir mesafe belirleniyor ve bu mesafenin ihlâli tespit edildiğinde şiddet uygulayan kişi mesafe ihlâlinden dolayı, mağdur ise daha güvenli bir yere geçmesi konusunda uyarılıyor. Şiddet uygulayan kişinin verilen uzaklaştırma kararı sonrası kararı ihlal etmesi durumunda bir dilekçe ile savcılığa ya da mahkemeye başvurarak şiddet uygulayanın hangi tarihte, hangi saatte ve ne şekilde kararı ihlal ettiğini eğer mümkün ise delillerinizle birlikte bildirmelisiniz.
Örneğin, şiddet gördüğünüz için başvuruda bulundunuz ve mahkeme de size şiddet uygulayan kişinin, bulunduğunuz yere yaklaşmasını, telefonla arayıp sizi rahatsız etmesini ve mesaj atmasını yasaklayan bir karar verdi ve fakat şiddet uygulayan kişi bu karara uymadı ve eve geldi, size mesaj attı ya da sizi telefonla aradı. Yapılan aramalarda ya da gönderilen mesajların içeriğinde hakaret ya da tehdit olmayabilir ya da şiddet uygulayan kişinin eve geliş nedeni şiddet uygulamak değil, barışmak ya da eşyalarını almak maksatlı da olabilir, davranışlarının gerekçesi her ne olursa olsun şiddet uygulayan kişi bu kararı ihlâl etmiştir.
Tedbir kararlarına aykırılık hâli ise 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’nun 13.maddesinde düzenlenmiştir. Yasaya göre mahkeme tarafından konulan tedbir kararını ilk kez ihlal eden kişiye yine mahkeme kararıyla 3 günden 10 güne kadar hapis cezası verilir. Kişinin tedbir kararını tekrar ihlâli halinde ise 15 günden 30 güne kadar zorlama hapsi verilir. Ancak verilen zorlama hapsinin tamamı 6 ayı geçemez. Zorlama hapsinin uygulanması için verilen karar kesinleştikten sonra hakkında zorlama hapsi verilen kişi yakalanarak cezaevine götürülür.